Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
Adım Mustafa KOCA. 1961 Sivas doğumluyum. Evli ve 4 çocuk babasıyım. Lise mezunuyum. 1984 yılından beri ticaret hayatının içerisindeyim. Bir zamanlar İstanbul Yeşildirek’te en genç işadamlarından biriydim. Aslında 1984 yılından önce çocuk yaşlarda bile ticaret hayatının içerisindeydim. İlkokul çağı ile para kazanma çağım aynı dönemde başlamıştır. O zamanlar “Son Saat” gazetesi meşhurdu. O gazeteyi 15 kuruşa alıp 25 kuruşa satardık. Böyle olunca ilkokul çağında hem okuyarak hem de çalışarak bir yerlere geldik. Okulu bitirdikten sonra işportacılık yaptım. Askerliğimi de yaptıktan sonra 1984 yılında İstanbul Yeşildirek’te ticaret hayatına atıldım. Şu anda da müessesemizin çalışmaları devam ediyor. Müessesemiz yaklaşık 1.300 tane insanı istihdam eden, 25 tane ülkeye ihracat yapan bir müessesedir. Bunun dışında ASKON (Anadolu Aslanları İşadamları Derneği) Genel Başkanlığı görevinde bulunmaktayım.
AR-GE ÇALIŞMALARI YAPIYORUZ
Bize ASKON hakkında neler söylemek istersiniz?
ASKON; Komisyonlarımız ve sektörlerimiz başta olmak üzere İstanbul’da 700 tane, Türkiye genelinde 2.000 tane üyesi bulunan bir sivil toplum örgütüdür. 2007 yılı sonunda 2.500 üyeye ve 20 tane şubeye ulaşacağız. Bu teşkilatlanma çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. İnşallah güzel bir kampanya ile de İstanbul’da 1.001’inci üyemize bir kutlama yapacağız. ASKON’a üye olan işadamlarımıza faydalı olmak adına AR-GE çalışmaları yapıyoruz. Üyelerimiz sektörlerine göre derneğimizde gruplara ayrılır. Birbirine bağlı sektörlerden de oluşan komisyonlarımız vardır. Her komisyon başkanımız kendi sorumlu olduğu sektörlerdeki gelişmeleri ve yenilikleri günlük, haftalık, aylık olarak üyelerimizle paylaşmaktadır. Buradan maksadımız üyelerimizle bilgi alışverişini arttırabilmek ve üyelerimize faydalı olabilmektir. Bunun için de üyelerimizle çeşitli workshoplar ve toplantılar düzenleyerek bire bir kaynaşma ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Üyelerimizi yurtdışına da taşımak için dış ilişkiler komisyonumuz vasıtasıyla yurtdışındaki fuarlara katılıyoruz. Örneğin; Ocak ayında Gürcistan’da, Mart ayında Suriye’de, Nisan ayında da Çin’de olmak üzere çeşitli fuar organizasyonlarına katıldık. Üyelerimizin yurtdışındaki yenilikleri ve sektörel gelişmeleri bire bir görerek takip etmelerini sağlamak istiyoruz. Çünkü iyi insan ürettiğini 70 milyon insana satar. Akıllı insan ise 6 milyar insana satar. Biz de üyelerimizi akıllı olmaya ve ufuklarını açmaya davet ediyoruz. Burada en önemli olay helal para kazanmaktır. Üretmeden tüketmek gibi bir lüksümüz yok. Üyelerimize üretim ve pazarlama bilincini aşılamak için büyük bir çaba sarf ediyoruz. Çünkü üyelerimizin sektörlerinde belirli bir yere gelmeleri için yapmaları gereken en önemli koşul üretimdir.
KOBİLERE ÖNEM VERİYORUZ
Üye seçiminde belirli kıstaslarınız var mı?
Biz ASKON’u 1998 yılında kurduk. Üye seçiminde ayırım yapmadan üyelerimize doğdukları yerlerde karınlarını doyurmaları ve doğdukları yerlere yenilikler getirmeleri için böyle bir dernek kurduk. 1998 yılından beri bu hedefle ve hızlı adımlarla ülke insanımızın ufkunu açmaya gayret gösteriyoruz. Düşündüğümüz zaman Türkiye gerçekten gelecek vaat eden bir ülkedir. Gelecek vaat eden ülkemizde son yıllarda bilimsel araştırmalara baktığımız zaman bir kobi tanımı ortaya çıkmaktadır. Kobilerimizden yaklaşık olarak 2 milyon tanesi 10’a kadar işçi çalıştıran mikro ölçekli, 1 milyon tanesi 10 ila 50 arasında işçi çalıştıran orta ölçekli, 200.000 tanesi de orta ve büyük sanayici işadamlarımız diyeceğimiz işletmelerdir. Biz de ASKON olarak üyelerimiz arasında bulunan orta ölçekli işletmelerimizi büyük ölçekli işletmeler yapmak, mikro ölçekli işletmelerimize de yan sanayi desteği vermek için uğraşıyoruz. Çünkü büyük işletmelerin ayakta kalabilmeleri için küçük işletmelerin olması, küçük işletmelerin ayakta kalabilmeleri için de büyük işletmelerin olması şarttır.
HER YIL SONUNDA EKONOMİK DEĞERLENDİRME
Devlet ile işadamları arasında köprü olan bir dernek olarak bu konumdaki rolünüzden bize bahseder misiniz?
Bizim ASKON olarak böyle bir konumda yapmamız gereken en önemli vazife, sektörlerden elde ettiğimiz raporlarımızı hükümete ulaştırmaktır. ASKON olarak bugüne kadar sektörlerimizden gelen her türlü teklif, talep ve temenniyi mutlaka devletin ilgili birimlerine ulaştırmak suretiyle bu görevimizi yerine getirmekteyiz. Mesela, her yılın sonunda ekonomik durum değerlendirmesi yaparız. Bu değerlendirmelerde gerek hocalarımızın teorik bilgilerinden, gerekse pratisyenlerimizin pratik bilgilerinden istifade ederek bir kitapçık oluştururuz. Dolayısıyla bu kitapçık teori ile pratiğin birleştiği bir kitapçık oluyor. Bu kitapçığı üyelerimiz başta olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarla paylaşıyoruz. Oluşturduğumuz bu kitapçık işadamlarımız için adeta bir el rehberi, paylaştığımız kamu kurum ve kuruluşlarında ise bir rapor niteliği taşımaktadır.
KAYIT DIŞI ÖNLENMELİ
Yüksek KDV oranları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
2007 yılı bütçesine baktığımız zaman; bütçe giderlerinin 205 milyar, bütçe gelirlerinin 188.2 Milyar, bütçe açığının 16.8 Milyar, faiz dışı oranın ise 16.1 Milyar olduğunu görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’ni bir anonim şirket olarak düşünürsek devletimiz kendi gelirlerini arttırma uğruna bazen masa başında bazen de pratisyenlerden aldığı bilgilerle bir karar vererek yoluna devam ediyor. Ülkemizdeki uygulamacı ile uygulayanlar arasındaki sıkıntıların giderilmesi için sektörel analizler yapılması gerekir. Sektörel analizler yapılırken de pratisyenlerimizin ana fikirlerinin ortaya çıkması gerekir. Sektörün reel temsilcilerinin yaşamış oldukları bire bir sıkıntılar var. Sabah 08:00’de dükkanını açıp akşam 18:00’de kapatan bir esnafın bire bir yaşamış olduğu sıkıntıların uygulamacı konumundaki insanlara doğru bir şekilde anlatılması gerekir. Hükümetimiz bir kararı verirken “Bu alınan karar milletimiz için önemlidir” demelidir. Eğer burada sadece sektör kendini düşünürse kayıt dışı artar. Hükümetimiz de sadece kendi gelirlerini arttırmak adına kararlar alıp uygularsa yine kayıt dışı artar. Türkiye’de en büyük problem kayıt dışıdır. Bu konudaki önerilerimizi ve raporlarımızı da gerek Maliye Bakanımız Sayın Kemal UNAKITAN Bey ile gerekse Başbakanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Bey ile de paylaşıyoruz. Ben ülkemizi bir gemi gibi düşünüyorum ve bu gemiyi de hep beraber yüzdürmek zorunda olduğumuza inanıyorum. İstihdamın arttırılması bana göre iki tane doğru bilginin bir araya gelmesi ile olacaktır. Sadece kitabın tozunu yutan uygulamacılarla, sokağın tozunu yutan pratisyenler arasında köprünün doğru onarılması, sektörel analizlerin en iyi şekilde yapılması gerekir. Uygulamacıların ve pratisyenlerin anlaşamadıkları takdirde ülkemizde istihdam ve KDV sorunlarının çözülemeyeceğine inanıyorum. Mesela 1 Milyon $’lık yatırım yapmak isteyen bir işadamının ön araştırma yapması gerekir. Bu da çeşitli AR-GE’ler yapılmasını gerektirir. Maalesef ülkemizde halen sanayi envanteri bulunmamaktadır. Bir kısım bilgi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda, bir kısım bilgi ise TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği)’da darmadağınık bir şekilde bulunmaktadır. Hâlbuki bir bilgi havuzu oluşturulduğunda sanayi envanterimiz de oluşmuş olacaktır. Böyle olursa yatırım yapmak isteyen bir işadamı nereye, ne şekilde yatırım yapabileceğini bilir.
5 KITADA TEŞKİLATLANACAĞIZ
ASKON olarak 2010 yılına kadar olan başlıca hedefleriniz nelerdir?
2010 yılına kadar 5 kıtada teşkilatlanmış olacağız. Türkiye’de ise 40 tane daha şube açmak istiyoruz. Ayrıca İngilizce ve bilgisayar kullanmayı bilen, dünyayı karış karış gezebilecek iş adamlarımızdan oluşan elit bir topluluk oluşturmak istiyoruz. Üyelerimizle her sene bu konuda toplantılar yapıyoruz. İşadamlarımızın ASKON’a zaman ayırabilmeleri, yılda en az 4 defa yurtdışına gidebilmeleri için de elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz.