TASFİYE OLMASIN, İŞLER YARIM KALMASIN
Son zamanlarda dolar fiyatlarında yaşana aşırı kur artışlarından dolayı inşaat sektöründe yaşanan sıkıntılara değinen Hasan Çelik, "Düşük tekliflerden dolayı şu an birçok firma zor durumda kaldı. Burada önemli olan her şeye rağmen işlerin bitirilmesidir. İşlerin bitmesi daima devletin lehinedir. Sulama projelerinin yüzde 70'i petrole bağlı olan boru imalatlarından oluştuğu için büyük zararlar oldu. Dolar arttıkça petrol fiyatları artıyor. Boruların da hammaddesi petrol olduğu için dolaylı olarak boru fiyatları da artmaktadır. Dolar artışından önce hesaplanan maliyet fiyatları arttığı için firmalar da iflasın eşiğine geldi. Projeler durdu. Burada 2023 hedefini yakalamaya çalışan devletin fiyat farkını hiçbir eleştiriyi dikkate almadan ödemesi ve işlerin devamlılığını sağlaması gerekir" dedi.
İHALELERDE DÜŞÜK FİYATLI TEKLİFLER REDDEDİLMELİ
Kamu ihale sistemi hakkında da önemli açıklamalar yapan Çelik, "Bizim 43 yıllık bir müteahhitlik tecrübemiz var. Önceki yıllarda ödenek konusunda çok büyük sıkıntılar yaşıyorduk. İşimizi zor yapardık ve hakediş almak için saymanları takip ederdik. Şimdiki projelerde kesinlikle ödenek problemi yok. İşini yapan parasını alıyor. Önceden 3 yıl sürecek bir projeyi ödenek olmadığı için 10 yılda zor bitirirdik. Kamu ihale sisteminde de önceden yanlışlıklar vardı. 2002 yılından sonra kamu ihale sistemindeki yanlışlıklar giderildi ve daha şeffaf hale getirildi. Şu an iki eksik var. Birincisi; maliyet analizinde belirlenen birim fiyatlara rağmen ihalelerde düşük fiyat tekliflerine itibar edilmesidir. Örneğin, 10 milyon TL'lik bir ihalenin yüzde 25'i yani 2,5 milyon TL'si ihaleyi kazanan müteahhidin kâr payıdır. Ben bu konuda müteahhitleri de kınıyorum. 10 milyon TL'lik bir ihaleye girip o işi 5 milyon TL'ye almaya çalışıyorlar. Yani yüzde 50 tenzilat yapıyorlar. Devlette devamlılık esastır. Devletin düşük fiyat teklifi veren bir müteahhide o işi vermemesi gerekir. Hatta ihalenin yapıldığı an düşük fiyat teklifini sorgulamalı ve o an bir savunma istemelidir. Çünkü burada mantık dışı bir durum var. Maliyeti ile birlikte kâr payı da hesaplanmış bir proje düşük fiyata nasıl inşa edilebilir? Müteahhit kâr etmeyecek, devlet kâr edecek. Böyle bir proje olamaz. Bu şekilde ihale edilen hiçbir proje zamanında bitirilmiyor ve devletin zararına oluyor. Müteahhit deneyimliyse ve sahip olduğu tesisleri ve makine parkı varsa örneğin yüzde 25 değil de, yüzde 10 kâr ile işini yapabilir. Bunda bir problem yok. Ancak diğer türlü nerdeyse yarı fiyatına teklif vererek başlatılan işler sağlıklı bir şekilde bitirilemez. Bu yüzden kamu ihalelerindeki düşük fiyat teklifler kesinlikle reddedilmelidir. Eskiden ortalama fiyat sistemi vardı. Şu an uygulansa ihalelerde hiçbir şaibe olmaz. Mesela 10 milyon TL'lik bir projenin ihale komisyonunda dosyalar açıldıktan sonra verilen fiyat tekliflerinin hepsinin aritmetik ortalaması hesaplansın. Diyelim ki, ortalama fiyat 9 milyon TL çıktı. Buna en yakın düşük fiyatlı teklif 8,5 milyon TL çıktıysa ihaleyi 8,5 milyon TL teflik veren firma kazansın. Görüldüğü üzere hiçbir şaibe olmadan ihale komisyonunun ve yeterlilik komisyonunun katıldığı bir ihalede uygun fiyata ihale verilmiş olur. İhale sonuçlandıktan sonra düşük fiyat teklifi veren firmalar ihaleye itiraz etse bile yeterlilik komisyonu ‘hiçbir itiraz kabul edilemez' şartıyla ihaleyi kesin bir şekilde sonuçlandırabilir. Çünkü yeterlilik komisyonunda ihaleyi yapan kurumun tecrübeli mühendisleri görev yapmaktadır. İkincisi; ihalelerde uygulanan katsayılardır. Hükümetimize altyapı projelerindeki N katsayısını 1,20'den 1'e indirdiği için teşekkür ederiz. Burada bir sorun yok. Ancak bizim gibi bir altyapı ihalesini 1,20 birim fiyatı üzerinden alan firmalar zor duruma düştü. Mevcut devam eden işlerin de geriye dönük olarak birim fiyatlarında bir iyileştirme yapılması sorunu ortadan kaldırabilir. Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, Başbakan olduğu dönemde buna benzer bir uygulama yapmıştı. Devam eden işlerin yavaşlamaması ve hızlı bir şekilde bitirilmesi için daha evvel ihale edilmiş işlerin firmaların tenzilatları yüzde 20'ye çekilmişti. Devletimizin bu konuda geriye dönük hak talebimizi ciddiye almasını temenni ediyoruz" diye konuştu.
EVCİLER GÖLETİ'NİN ÇEVRESİ GELİŞECEK
Çelikler Grup Yapı olarak inşa ettikleri Ankara Bala Evciler Göleti projesinin önemine de değinen Çelik, "Ankara Bala Evciler Göleti, Elmadağ'dan gelen kar ve yağmur sularının depolanması için inşa edilen bir gölettir. Bittiği zaman havzasında 6 milyon m³ su toplayacak. Ayrıca Elmadağ'ın dibinden güneye doğru bir tünel açılarak karayolu inşa edileceğini duyduk. Şayet o söz konusu karayolu tüneli de inşa edilirse Evciler Göleti'nin çevresi konut imarına açılabilir. Dolayısıyla şu an inşa ettiğimiz Evciler Göleti, bölgeyi botanik bir bahçe haline getirecektir" diyerek sözlerini tamamladı.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.