Türk müteahhitleri yurtdışında garantörlük istiyor
Detaş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Karabacak, Türk müteahhitlerinin yurtdışında devlet garantörlüğünde Eximbank'ın desteğiyle destan yazacağını ve Türk ekonomisine büyük katkılar sağlayacağını söyledi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Detaş Grup'un ana faaliyet alanının demir çelik sektörü olduğunu ifade eden Hakan Karabacak, "Demir çelik alım satımı yapıyoruz. Yaklaşık 4 yıldır da taahhüt sektöründeyiz. İnşaat sektöründe yap-sat ve taahhüt işlerimiz var. Yol ve altyapı projeleri de inşa ediyoruz. Türkiye'nin her yerine demir çelik sevkiyatımız oluyor. Biz bir aile şirketiyiz. Ağabeyim Melih Karabacak, demir çelik işlerimizle ilgileniyor. Bir diğer ağabeyim Cengiz Karabacak, özel sektördeki yap-sat konut projelerimizle ilgileniyor. Ben de devlet taahhüt işlerimizle ilgileniyorum. Ağırlıklı olarak DSİ ile çalışıyoruz. Detaş Grup olarak bütün yatırımlarımızı ülkemize yapıyoruz. Memleketimizde kazandığımız parayı yurtdışına götürmeyiz. Bizim yurtdışı yatırımlarımız yok. İlerleyen yıllarda yurtdışında da taahhüt işleri yapıp yine ülkemize yatırım yapmak istiyoruz. Taahhüt sektöründe yer almamızın en önemli sebebi budur" dedi.

1000 ve 1071 GÖLET VEYSEL EROĞLU'NUN BAŞARISIDIR

DSİ'nin '1000 günde 1000 gölet' projesinden sonra 1071 gölet daha inşa etmeye çalıştığını belirten Karabacak, "Orman ve Su İşleri Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu Bey 5-10 yıl sonra çok dua alacak. Şimdi yapılan baraj ve göletlerin kıymeti zaman geçtikçe daha iyi anlaşılacak. Bakanımız gerçekten çok çalışkan birisi. Kendisini takip etmekte güçlük çekiyoruz. Ben kendime 'genç bir işadamıyım' diyorum ama Sayın Bakanımızın hızına yetişemiyoruz. Bizim Türkiye genelinde 7 tane şantiyemiz var. Düşünebiliyor musunuz, Sayın Bakanımız Veysel Eroğlu Bey'in büyük projeler hariç 1001 gölet şantiyesi var. Bu anlamda gerçekten Sayın Bakanımız, dinamik, projeleri yakından takip eden, yüklenici firma yetkilileriyle bire bir ilgilenen bir insandır. Bizim Sayın Bakanımıza 1001 gölet içerisinde bir hediyemiz oldu. 2014 yılında ihalesini kazandığımız Antalya Gündoğmuş Sümeni Göleti'nin iş bitirme süresi 900 gün olmasına rağmen biz 300 günde bitirdik. Sayın Bakanımız çalışkan ve başarılı görünce biz de o şevkle hızlı bir şekilde inşaatımızı bitirip teslim ettik. 1001 göletten sonra inşa edilecek 1071 gölet içerisinde de bizim 2 tane göletimiz var. Bilecik Pazaryeri Dereköy Göleti'nin taahhüt süresi 900 gündür. Bu projemizi de 15 ay içerisinde yani 450 günde bitirmeyi hedefliyoruz. Bir diğer göletimiz olan Bayburt Aydıncık Göleti de Türkiye'nin en büyük membranlı göletidir ve taahhüt süresi 900 gündür. Bu projemizi biz 450 veya 500 gün içerisinde bitirip teslim etmek istiyoruz. Bayburt Aydıncık Göleti sulama amaçlı inşa edilen bir gölettir. İhaleyi kazandıktan sonra Bayburt Aydıncık'a gittik. Aydıncık'ta dümdüz tarım arazileri var ve köyde 10 hane kalmış. Çünkü insanlar köyden hep başka şehirlere göç etmiş. Köyde tarım arazileri var ama su sıkıntısı da var. 1071 göletin büyük çoğunluğu sulama amaçlı olduğu için ilk önce göçü önleyecek. İnsanlar doğup büyüdüğü köyünde gönül rahatlığıyla tarım yapabilecek. Tarımsal faaliyetler artınca meyve ve sebze ihracatımız da artacak. Biz Aydıncık'taki gölet projemiz bitirdiğimizde de Aydıncık'taki tarım arazileri suya kavuşacak ve insanlar köylerine geri dönecek. Köylerde yaşayan vatandaşlarımıza yapılabilecek en güzel iyilik bence budur" diye konuştu.

'MİLLİ İRADE' DÜŞMAN ÇATLATTI

15 Temmuz'da yaşanan askeri darbe girişimine dair düşüncelerini de paylaşan Karabacak, "Her şerde bir hayır vardır. İslam'ın sancağını Türk milleti taşıyor ve taşımaya devam edecek. Bizim inancımız gereği bütün Müslümanlar kardeşimizdir. Ancak Müslüman Türklerin de Cenab-ı Allah tarafından bir torpili olduğunu düşünüyoruz. 15 Temmuz'un da başarısız olması Allah'ın bir hikmetidir. Bence 15 Temmuz hayırlara vesile oldu. Malum süreçte dini ve milli değerlerimizin istismar edildiğine yakından şahit olduk. Çünkü bizim milletimizin inançlı ve milliyetçi insanlara karşı her zaman duygusal bir yaklaşımı olmuştur. Bu yüzden milletimizi de dini ve milli duygularla kandırmaya çalıştılar. Türk milleti olarak İstiklal Marşı'nı çok severiz ama bir Mehter Marşı ile de ayağa kalkmasını biliriz. Neticede milletimizin bu duygularını istismar ederek altını oyan insanlara karşı 15 Temmuz'da Cenab-ı Allah bize uyarı mahiyetinde bir tokat attı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde o gece vatanımız için tek yürek tek beden olduk. 15 Temmuz akşamı saat 10'da uçaklar havada uçmaya başlayınca ciddi bir kalkışma olduğunu anladım ve Melih Karabacak Ağabey'imi aradım. Bizim Genel Müdür Yardımcımız da Emekli Kurmay Albaydır. 15 Temmuz akşamı kendisinden sürekli bilgi aldık. TRT'den de darbeye dair anons yayınlanmaya başlayınca herkes şaşkına döndü. Bu hareketin 3-5 tane çakal tarafından yapılan bir kalkışma olmadığını anladık. Şartlar ne olursa olsun, bir vatanseverin yapması gerektiği şekilde, memleketimizi kurtarmak için işadamı kimliğimizi bir tarafa bırakıp takım elbiselerimizi üstümüzden çıkartarak TRT Genel Müdürlüğü'ne gittik. TRT'ye vardığımızda çok acı bir manzarayla karşılaştık. Karşımızda zavallı bir er vardı. O akşam kandırılan birçok er gibi üst düzey komutanları tarafından öne sürülen askerlerdi. Askerimiz ve polisimiz bizim canımızdır. Bu da bizim milletimizin en hassas özelliklerinden birisidir. Biz TRT'nin önünde bekleyen askerleri ikna ederek içeriye girmeye çalıştık. Bizim 15 Temmuz'dan hem hükümet olarak hem de millet olarak çok ciddi bir ders çıkarmamız gerekiyor. Kesinlikle duygusal hareket etmemeliyiz. Bizim bir olmamızın tek sebebi inançlı ve asil bir milletin torunu olmamızdır. Şükürler olsun ki, bunu bütün dünya anladı ve 'Biz Türklerden korkmakta haklıyız. Türklere yapmış olduğumuz planları tekrar gözden geçirelim ve bunları hızlı bir şekilde devreye sokalım' diyerek yeni planlar yapmaya başladılar. Bugün Türkiye'nin komşularında savaş çıktığı zaman insanlar ülkelerini terk ediyor. Biz ise havada uçan F-16 uçağını apartmanın çatısından atlayarak yakalamaya çalışan, tankın altından çıkıp tekrar önüne yatan bir milletiz. 15 Temmuz akşamı hiç kimse reklam olsun diye canını vermedi. Hiç ummadığımız, kendi halinde yaşayan insanlar o gün birer kahraman oldu. 15 Temmuz'u dışarıdan seyredenler bu milleti ve bu vatanı parçalayamayacaklarını anladılar. Şehitlerimize ve gazilerimize minnettarız. Türk milletinin gücünü dünyaya ispatladık. Bundan sonra da ülkemizi bu memleketin evlatları yönetsin" dedi.

DEVLETİMİZ YURTDIŞINDA DA YATIRIM YAPMALI

Yurtdışında inşaat işleri yapan Türk işadamlarının hükümet tarafından desteklenmesi gerektiğine vurgu yapan Karabacak, "Bizim ihracatımız ithalatımızı geçerse o zaman daha güçlü bir ülke oluruz. Türkiye'deki inşaat firmaları dünyada bir numaradır. İnşaat sektöründe çok başarılıyız. Önceden ülkemizdeki büyük inşaat projelerini Japonlar veya İtalyanlar inşa ederdi. Biz artık bunu aştık. Şimdi biz yapıyoruz, dünya seyrediyor. Türk müteahhitlerinin mühendisliği, teknolojisi ve pratikliği çok iyi durumdadır. Bizim tek bir eksiğimiz var. Bize yurtdışından taahhüt projesi inşa etmemiz için teklifler geliyor. Fakat bir işadamı olarak kendimizi yurtdışında hukuki ve bürokratik anlamda sağlam hissedemediğimiz için yurtdışında iş yapmaya çekiniyoruz. Bugün Çinliler bile dünyanın her yerinde inşaat yapıyorlar. Kore Büyükelçisi, Kore'de üretilen bir ürünün pazarlamacısı gibi ülkemizde tanıtım faaliyetleri yapıyor. Bizim DSİ olarak Güney Afrika ülkelerinde yapabileceğimiz bir sürü baraj ve HES projesi var. Mesela Orman ve Su İşleri Bakanlığı, bir Afrika ülkesi olan Kamerun ile 100 milyar $ değerinde bir protokol antlaşması yapsa ve Türkiye'deki müteahhitlere referans olsa Türk müteahhitlerine Kamerun'da altyapı ve baraj projeleri inşa ettirebilir. Bu bir nevi hizmet ihracatıdır. Ekonomimize çare olabilecek en önemli çalışma budur. Aynı şekilde Ulaştırma Bakanlığı ve TOKİ de herhangi bir ülke ile buna benzer protokol antlaşmaları yapabilir. Eximbank gibi kuruluşlarımız yurtdışında iş yapan Türk müteahhitlerine kredi imkânı sağlayabilir. Eğer bunu başarabilirsek ülkemizin ekonomisi çok daha iyi bir seviyeye gelir. Mecliste bununla ilgili bir kanun tasarısı hazırlandığını öğrendik. Biz de bu ülkenin bir vatandaşı olarak, genç bir işadamı olarak böyle bir çalışmayı can-ı gönülden arzu ediyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.