Diyarbakır Bismil Pamuk Üreticileri Birliği Başkanı Hasan Vural, mühendis ve çiftçi olduğunu belirtti. Vural, 22 yıldır pamuk, mısır ve buğday üretimiyle uğraştığını kaydetti. Vural, "Birlik olarak Bismil'e elimizden geldiğince hizmet etmeye çalışıyoruz. Özellikle de pamuk ekim alanlarını arttırmak ve kaliteli pamuk üretmek niyetindeyiz" dedi.
ÇİFTÇİLER İÇİN NİMET
Pamuk üretiminde karşılaştıkları sıkıntıları anlatan Vural, şöyle konuştu: "Üyelerimizin elektrikle ilgili büyük sorunları var. Pamuk, sulu tarımla üretilmektedir. Suya kavuşmak için de elektriğe ihtiyaç duyuyoruz. Pamuk ve mısır su olmadan üretilemez. Pamuk tarlalarının belirli bir kısmı DSİ kanallarıyla sulanıyor. Büyük bir kısmı da kuyulardan, Dicle Nehri'nden motor pomplarla ve enerjiyle sulanıyor. Dolayısıyla bizim bir ayağımız DSİ'de, bir ayağımız da Dicle Elektrik Dağıtım AŞ'dedir. DSİ tarafına daha çok ağırlık vermeye başladık. Çünkü elektrik faturaları çok arttı. Çiftçiler artık elektrik faturalarını ödeyemiyor. Bizler bir an evvel DSİ'nin cazibeli suyuna kavuşmak istiyoruz. Cazibeli sulama sistemleri bizler için büyük bir nimettir. Şu anda Diyarbakır'da Silvan Barajı var. Silvan Barajı, tek başına 2 milyon 350 bin dönüm araziyi sulayabiliyor. Bir de Kralkızı-Dicle sulama kanalı var. O sulama kanalı da Bismil, Çınar ve Dicle ovalarını suluyor. Bu projeleri bizler yakından takip ediyoruz. Bu yıl DSİ kanala bir miktar su verdi. Üreticilerimizin bir kısmı da o kanaldan kendi imkânlarıyla su alıp sulama yapıyor. Sulama kanalının tamamının bitmesi için DSİ de elinden geleni yapıyor. İnşallah önümüzdeki sene çalışmalar biraz daha ilerler. 2024 yılında Kralkızı-Dicle Sulaması devreye girerse daha iyi olur. Silvan Barajı'nın büyük bölümü bitti. Silvan Tüneli de barajdan aldığı suyu kanallara iletecek. Bismil'deki Başlar Barajı da 50 bin dönüm araziyi sulayacak. Batman Sağ Sahil Sulaması bitti ve Bismil ovasını suluyor. Bismil'de 41 köyümüz o kanaldan gelen suyla cazibeli sulama yapıyor. Köylüler, devlete dua ediyorlar. Zira enerji parasından, çelik borulardan, santrifüj pompadan, trafodan ve bunların yıllık bakımından kurtuldular."
GELECEĞİ ELEKTRİĞE BAĞLI
Çiftçilerin daha fazla üretim yapabilmeleri için atmaları gereken adımlara değinen Vural, şunları dile getirdi: "Çiftçilerin en büyük dayanakları sudur. Bizim çiftçilerimizin yüzde 75'i kendi imkânlarıyla Dicle Nehri'nden veya açtıkları kuyulardan su temin etmek adına enerji masrafı yaptıkları için elektrik faturaları çok yüksek gelmeye başladı. Devletimiz tarafından en azından GAP sulama sistemi devreye girinceye kadar tarımda kullanılan elektriğe yüzde 50 indirim yapılırsa çiftçiler biraz nefes alırlar. Çiftçilerin pamuk, mısır ve buğday üretimine devam etmeleri için elektrik tüketimine bir çözüm getirilmelidir. Bir yandan elektriğe indirim yapılırken diğer yandan da GAP sulama sisteminin yapımı hızlandırılmalıdır. Suya yatırım bir yıl içerisinde 1’e 10 düzeyinde fayda sağlamaktadır. Yani devletimiz bir sulama projesini bitirdiği zaman bir yıl sonra 10 kat fazla kazanç sağlar. Şu anda kuru tarım sorun üretmeye başladı. Kuraklıktan dolayı kuru tarımdan çiftçiler para kazanmıyorlar. Bölgemizin birçok yerinde yüzde 100'e yakın kuraklık yaşanan yerler oldu. Kuraklık olunca kuru tarımda üretici ektiğinin masrafını bile çıkartamıyor. Dolayısıyla çiftçiler sulu tarım yaparak üretim yapabilirler. Sulu tarımın geleceği elektriğe bağlıdır. Sulu tarımın artması için çiftçilere cazibeli sulama verilebilir veya elektrik indirimi yapılabilir."
Kritik tespit
GAP'ın önemini vurgulayan Vural, şöyle devam etti: "GAP'ı Süleyman Demirel yapmadı, Turgut Özal yapmadı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey, Başbakan olduktan sonra acil eylem planı kapsamında GAP'a büyük önem verdi. Projeyi hızlandırdı. Bence devlet yetkililerimizin tarımı ön plana almaları gerekiyor. Yıllarca tarımı küçümsediler. Bir zamanlar tekstil ihracatında dünya birincisiydik. Sonrasında otomotive ve sanayiye büyük yatırımlar yaptılar. Yatırımların hepsi sanayiye gitti, çiftçi yetim kaldı. Çiftçiler oradan buradan kuyu kazarak su bulmaya çalıştılar. 2013 yılında Diyarbakır Elektrik Kurumu özelleştirilerek Dicle Elektrik unvanını aldı. Bizler de yeni kurulan şirketle muhatap olmaya başladık ve kaçak elektrik kullanımını önledik. Akıllı sayaçlar sayesinde herkes kullandığı elektrik kadar fatura ödüyordu. Fakat şu an öyle bir noktaya gelindi ki faturalar ödenemez oldu. İnşallah eskiden olduğu gibi kaçak elektrik kullanımı yine artmaz. Tarımın yıllardır ihmal edilmesine üzülüyoruz.
PANDEMIDE TARIMIN ÖNEMI ANLAŞILDI
Türkiye, tarımda Avrupa'yı besleyecek tarım potansiyeline sahiptir. Yeter ki ciddi destekler verilsin. Çiftçilere de sanayicilere verilen destek kadar destek verilmelidir. Çünkü devlet çiftçilere verdiği desteğin faydasını bir yıl sonra görür. Sanayide 10 yıl sonra faydasını görüyor. Önce yatırım yapılıyor, üretime geçiliyor ve yeni bir şey çıkmazsa 10 yıl sonra faydası ortaya çıkıyor. Eğer Türkiye'de sanayiye yapılan yatırım tarıma yapılsa Türkiye'nin tarımı hem Türkiye’yi hem Avrupa’yı besler. Sanayiye yapılan yatırımlara itirazımız yok. Fakat amorti süreleri arasında sanayide 10 yıl, tarımda en fazla 2 yıl süre var. Çiftçiler desteklenmezse tarımda iyi bir seviyeye gelemeyiz. Tarım desteklense büyük şehirlere göç edilmez. Tarım sanayinin önünde bir engel değildir. Tarımdan para kazanıp sanayiye yatırım yapalım. Tarımı ihmal ederek sanayiye yatırım yaparsak aç kalırız. Özellikle pandemide tarımın önemi anlaşıldı. Bütün ülkelerde tarım ön plana çıktı. Tarım demek gıda ve yaşam demektir. Yaşamımızı sürdürebilmek için tarıma çok ihtiyacımız var."
BISMIL'E OSB ŞART
Vural, Bismil için devletten beklentilerini de şöyle açıkladı: "Bismil Ovası Diyarbakır'ın pamuk, mısır ve tahıl ambarı haline geldi. Buğday, arpa ve mercimeğin de yarısı Bismil'de üretiliyor. Ama ne yazık ki Bismil'de organize sanayi bölgesi (OSB) yok. İlçede üretilen pamuğun, mısırın ve tahılın Bismil'de işlenerek mamul haline getirilmesi gerekiyor. Hammaddenin olduğu yere fabrika kurulmalı ki kâr edelim. Burada tarıma dayalı sanayinin kurulması için yıllardır uğraşıyoruz. Bismil için bu oldukça elzemdir. Bismil'de üretilen pamuk, buğday ve mısırlar mamul haline gelmesi için Adıyaman'a, İstanbul'a veya başka şehirlere gönderiliyor. Biz nakliyede çok zarar ediyoruz. Bir tır 35 ton yük alır. Nakliye şirketi 35 tonun parasını sizden alır ama en fazla 15 ton pamuk yükleyip götürür. Bu milli servettir. Bismil'de yaklaşık 15 tane merdiven altı çalışan konfeksiyonlar var. Buradan İstanbul'a, Gaziantep'e ve Şanlıurfa'ya gönderilmek üzere fason üretim yapıyorlar. Asgari ücretin altında işçi çalıştırıyorlar, sigortaları yok. Bismil'e OSB kurulursa çiftçiler de kazanır. Kilo başına 300 TL nakliye parası vereceğine o para cebinde kalır. Şu anda Bismil'e yatırım yapmak isteyen 300 yatırımcı var. Yeter ki bize OSB için yer gösterilsin."