Enerjinin her ülke için kalkınma, refah, istikrar ve hayat kalitesi anlamına geldiğini ifade eden DSİ Genel Müdürü Kaya Yıldız, "Enerjinin yerinde, zamanında ve makul fiyatlarla temin edilmesi kalkınma için vazgeçilmezdir. Hidroelektrik potansiyelin geliştirilerek ülke ekonomisinin istifadesine sunulmasında Devlet Su işleri (DSİ) tek yetkili kurumdur. 1954 yılından bu yana hidroelektrik enerji üretimi konusunda çalışmalarını kesintisiz sürdüren DSİ, bugün itibariyle ülkemizin dört bir tarafında 68 adet hidroelektrik santrali işletmeye almıştır. Bu tesislerin kurulu gücü 13 bin 767 MW olup, yıllık üretim kapasiteleri 48 bin 952 GWh'dir" dedi.
HES'lerde kamu özel sektör işbirliği
2003 yılının özel sektörün HES projeleri inşa etmesi açısından bir milat olduğunu belirten Kaya Yıldız, şunları söyledi: "2003 yılında 6446 (Mülga 4628) Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Çerçevesinde Yürürlüğe giren "Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği" ile özel sektörün hidroelektrik enerji yatırımlarında önü açılmıştır. Böylece ülkemizin hidroelektrik enerji potansiyelinin tamamından faydalanabilmesi adına topyekûn bir mücadele başlatılmıştır. 2003 yılında 44 milyar kilovat saat olan hidroelektrik enerji üretim kapasitesinin son 18 yılda devlet-özel sektör işbirliğiyle işletmeye alınan kurulu gücü yaklaşık 19 bin 199 MW yıllık enerji üretimi 63 milyar kWh olan 566 adet HES işletmeye alınmıştır. Toplamda 713 adet tesis ile yıllık elektrik üretim potansiyelimiz 108 milyar kilovatsaate yükseltilmiştir. Böylece ülkemizde yanan her üç ampulden birini HES'ler aydınlatmaktadır. DSİ ve özel sektör işbirliği ile işletmeye alınan bu santrallerin bugüne kadar ürettiği elektrik yaklaşık 63 milyar kWh olmuştur. Bu üretimin ülke ekonomisine katkısı 25 milyar TL olup, 3 milyar dolarlık daha az doğalgaz ithal edilmiştir. HES'ler elektriğin sigortasıdır. Yıllık 4 Milyar 200 milyon kWh enerji üretecek olan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES, bütün üniteleri ile hizmete alınmıştır. DSİ tarafından inşa edilmekte olan 275 metre yüksekliği ile ülkemizin en yüksek barajı unvanına sahip olacak olan Yusufeli Barajı ve HES ile Dicle Nehri üzerindeki Silvan Barajı ve HES tesislerimizle birlikte özel sektör tarafından da önemli tesisler inşa edilmektedir. 9 bin 167 MW kurulu gücünde olan ve yıllık 26 milyar kWh enerji üretimine sahip tesislerde de süreçler devam etmektedir."
Gurur duyduğumuz HES'ler
DSİ'nin gurur kaynağı olan baraj ve HES projelerinden de bahseden Kaya Yıldız, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Keban Barajı ve HES, inşa edildiği dönemde yükseklik olarak dünyada 3. sırada yer almaktaydı. Atatürk Barajı ve HES, dolgu hacmi bakımından dünyanın en büyük 6. barajıdır. Barajların efendisi durumunda olan Karakaya Barajı ve HES, Fırat'ın gerdanlığı olarak bilinmektedir. Bir mühendislik harikası olan Artvin Deriner Barajı ve HES, dünyanın kendi kategorisinde 6. yüksek barajıdır. Ermenek Barajı ve HES, Avrupa'nın en yüksek 7. barajıdır, ülkemizin ise en yüksek 2. Barajıdır. Aydın'da inşa edilen Çine Adnan Menderes Barajı ve HES, kendi kategorisinde Avrupa'nın en büyük barajıdır ve Ege'nin 141 yıllık hayalini gerçekleştirdiğimiz bir barajımızdır. Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES, ülkemizin en önemli su kaynaklarından olan Dicle Nehri üzerindeki en büyük baraj ve HES olma özelliğini taşımaktadır ve GAP'ın kilit projesidir. Dolgu hacmi ve gövde uzunluğu bakımından dünyada birinci, gövde hacmi bakımdan ülkemizde Atatürk Barajı'ndan sonra ikinci, üreteceği enerji bakımından ülkemizde dördüncü büyük barajdır."
Enerji kaynaklarımızı geliştirmeliyiz
DSİ Genel Müdür Yardımcısı Murat Dağdeviren, Türkiye'de enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için yapılan çalışmalar hakkında şunları söyledi: "Türkiye'nin nüfusu 1980'li yıllarda 40 milyon olarak resmi kayıtlarda geçiyordu. Nüfus günden güne artıyor. Bu artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılayabilmek için sulama amaçlı barajlar inşa ediyoruz ve edeceğiz, tarım arazilerini koruyoruz ve koruyacağız, şehirleri aydınlatabilmek için enerji yatırımları yapıyoruz ve yapacağız. Enerjide dışa bağımlılığı azaltabilmek adına yerli kaynaklarımızı kullanmalıyız. Rüzgâr, güneş, termik, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklarımızı da değerlendirmeliyiz. HES'lerde suyun potansiyel enerjisini barajlarda depoluyoruz ve istediğimiz zaman devreye alıp kullanabiliyoruz. Bütün hidroelektrik enerji kaynaklarından enerji üretsek bile ülkemizin gittikçe artan enerji ihtiyacını karşılayamayız. Dolayısıyla başka enerji kaynaklarına da yönelmeliyiz. Mevcut enerji kaynaklarımızı geliştirmeliyiz ve bundan azami düzeyde yararlanmalıyız. Şu anda hidroelektrik enerji potansiyelimizin yüzde 55'inden faydalanabiliyoruz."
Enerji herkesin ortak kaygısıdır
HES'lerin ülkemiz için büyük önem taşıdığını vurgulayan Murat Dağdeviren, şunları söyledi: "Üreticisinden tüketicisine kadar herkesin enerjiye ihtiyacı var. Uluslararası rekabet ortamında da enerjinin rolü büyüktür. Bunun için yerli kaynaklarımızı kullanmalıyız. Ne kadar yerli kaynak kullanırsak ve enerji ithalatımız ne kadar az olursa o kadar iyidir. Bugün Avrupa'daki birçok evin çatısında güneş enerjisi panelleri görürsünüz. Türkiye'de henüz yaygınlaşmadı ama ilerleyen yıllarda yaygınlaşacaktır. HES'lerde de yatırımcıların beklediği en önemli konu YEKDEM adı verilen destekleme mekanizmasıdır. Mesela HES projenizde kullandığınız parçalar ne kadar yerli ise bu mekanizmadan o kadar faydalanabiliyorsunuz. Kurum olarak HES Potansiyelin daha fazla geliştirilebilmesi için YEKDEM tipi teşvik mekanizmalarının devam etmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Bu mekanizmanın uzatılmasına Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey karar vermektedir. Bakanlığımızın milli ve yerli, yenilenebilir hidroelektrik enerji kaynaklarının değerlendirilmesine büyük önem vermekte olup, çalışmalarımız daha müreffeh bir Türkiye için tüm hızıyla devam etmektedir. 2021 yılında tamamlanacak çok sayıda HES projesi ile bu alanda önemli adımlar atılmaya devam edilecektir."