Öncelikle bize kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?
Adım Mahmut Durmaz. Durmaz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesiyim. Durmaz İnşaat, 1974 yılından beri aktif olarak babamız Ömer Durmaz tarafından kurulmuş ve Diyarbakır bölgesinde 1980 yılına kadar çeşitli üst yapı ve alt yapı inşaatları yapmıştır. 1980 yılından sonra şirket merkezimiz Ankara’da faaliyet göstermektedir. 1986 yılında firmamız Durmaz İnşaat Taah. Tic. San. Ltd. Şti. olarak faaliyetine devam etmiştir. 1990 yılında babamız vefat etmesi üzerine biz 4 kardeş şirket yönetimini üstlendik. En büyük ağabeyimiz Remzi Durmaz başta olmak üzere Ahmet Durmaz, Mahmut Durmaz ve Veysel Durmaz olarak şirketimizi bugünlere getirdik. Şu ana kadar Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Köy Hizmetleri, TOKİ ve DSİ’nin bitirmiş olduğumuz ve halen devam eden işlerimiz var. Firmamızca projelendirilen ve yapımı devam eden özel konutlar ve alışveriş merkezi projelerimiz var. DSİ’de devam eden sulama kanalları ve baraj projelerimiz, TOKİ’de devam eden konutlar, sosyal donatılar ve karakol inşaatlarımız var. Durmaz İnşaat olarak Libya’da bir ofis kurduk. Cezayir’de ve Türkmenistan’da başlayacak olan işlerimiz var. Romanya’da modern bir toptan gıda tesisi kurduk. Bulgaristan’da da aynı şekilde bir toptan gıda tesisi kuracağız. Türkiye’de ise Yap-İşlet-Devret modeli ile hastaneler ve okullar, enerji sektöründe Türkiye’nin her yerinde HES, RES ve GES projeleri inşa etmeyi hedefliyoruz.
DOĞU’DA MODERN TARIM ALANLARI OLUŞTURULACAK
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne yapılan devlet yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Güneydoğu Anadolu Projesi olarak adlandırılan GAP Projesi, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’in Başbakanlığı döneminde gün yüzüne çıkartıldı. Çünkü ne yazık ki şu anda bizim Diyarbakır’da inşa ettiğimiz projeler 1989 yılına ait projelerdir. Ancak daha yeni hayata geçirilebildi. Bundan sonra ardı arkası kesilmeyen çok sayıda proje inşa edilecektir. GAP Eylem Planı içerisinde DSİ’nin çok büyük bir rolü ve emeği vardır. DSİ şu anda bölgede sulama kanalları yaparak Doğu Anadolu Bölgesi’nde modern tarım alanları oluşturmaya çalışıyor. Türkiye’ye modern tarımı getirmek için Sayın Başbakanımızın Recep Tayyip Erdoğan Bey’in ve Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker Bey’in yurtdışında yoğun gayretleri olduğunu biliyoruz. Çünkü özellikle Diyarbakır tarımsal anlamda gerçekten çok bakir kalmış bir bölgedir. Her seferinde terör, aşiret sistemi, ağalık düzeni denilerek devlet yatırım yapmaktan uzaklaştırılmış. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey çok büyük bir girişim yaparak Türkiye’nin bütün kurumlarını Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne seferber etti. Hükümetimiz, 2023 yılı hedefleri doğrultusunda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki projelerin de tamamını hayata geçirerek 2023 yılında Türkiye’yi tam anlamıyla bir marka haline getirmeye çalışıyor. Bununla ilgili Doğu’da ve Güneydoğu’da DSİ tarafından sulama tesisleri, göletler, barajlar, taşkın koruma ve dere ıslahları inşa edilmektedir. Turizm anlamında da devletin çok ciddi yatırımları var. GAP ve DAP projeleri 2023 yılının teminatıdır. 2000 yılından önce enerji ihtiyacımızın önemli bir kısmını yurtdışından temin ediyorduk. Şimdi bu oran yüzde 50 seviyesine kadar geldi. Biz enerjiyi yurtdışından temin ettiğimiz yüzde 50 seviyesinin de altına indireceğimize ve 2023 yılında Türkiye’nin dünyada bir marka haline geleceğine inanıyoruz.
HES’LERLE İLGİLİ STK’LAR BİLGİLENDİRİLMELİ
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın HES projeleri ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Türkiye HES projeleri ile ilgili çok cesur bir adım attı. Kamu imkânlarıyla yapımı çok uzun yıllar alacak Hidroelektrik tesislerimizi özel sektöre açarak ülke kaynaklarımızın hızlı bir şekilde kullanımına imkân vermiştir. Ülkemizin teknik ve ekonomik olarak uygun hidroelektrik üretim kapasitesi yaklaşık olarak yıllık 140 milyar KWH’tir. Tüm hidroelektrik kapasite devreye alınsa bile bugünkü tüketimimizi karşılamamaktadır. HES yapımında sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımızın tepkileri meseleyi tam olarak bilmediklerinden kaynaklanmaktadır. Bu tepkilerin önüne geçmek için STK ve vatandaşlarımızın daha iyi bilgilendirilmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Gelişmiş ülkeler HES kapasitelerini tamamen kullanıma hazır hale getirmişlerdir. Bu nedenle de yeni enerji kaynaklarına yönelmişlerdir. Şu anda dünyada RES (Rüzgar Enerjisi Santrali), GES (Güneş Enerjisi Santrali) ve JES (Jeotermal Enerji Santrali) projeleri gündemdedir. Türkiye’de yapılan HES’lerde tabiata ve çevreye bir zarar gelmemesine çok dikkat ediliyor. Türkiye’nin neresinde bir HES inşa edilecekse mutlaka çevresel etki değerlendirilmesi çalışması yapılmakta ve bu çalışmalar Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından denetlenmektedir. Bu konuda sivil toplum örgütlerinin muhakkak bilgilendirilmesi gerekiyor. HES nedir, niye yapılıyor, neden yapılma ihtiyacı var? Şu anda halkımız sürekli elektriğe ve doğalgaza yapılan zamlardan şikâyet ediyor. Çünkü biz elektrik ve doğalgaz ihtiyacımızın büyük bir bölümünü yurtdışından ithal ediyoruz. HES’lere yapılan itirazlar devam ettiği müddetçe ithal ettiğimiz enerjiye zam yapılacaktır. Bunu önlemek için geliştirilen HES projeleri geç bile kalınmış projelerdir. Eğer hükümetimiz 50-60 yıl önce hayata geçirilmesi gereken enerji projelerini bugün kararlı bir şekilde hayata geçirmeye çalışıyor ve yoğun bir emek harcıyorsa buna köstek değil destek olmalıyız.
ÖDENEKLER İMALATA GÖRE VERİLİYOR
Kamu ihale sistemi ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Eskiden 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu vardı. Şu an yürürlükte olan 4134 sayılı İhale Kanunu çeşitli düzenlemeler ihtiva eden bir kanundur. O zamanlarda devlet ihale bedelinin sadece yüzde 20’sini bütçede bulunduruyorsa proje ihale ediliyordu. Bununla ilgili süreçler uzun sürebiliyordu. Bu durum her defasında keşif artışına sebep oldu. Şu anda ise hükümetimizin bu ihale kanununa ciddi bir şekilde özen gösterdiğini söyleyebiliriz. Şöyle ki; artık ihaleler ödeneğin tamamı kurumun veya hazinenin kasasında mevcutsa ihaleye çıkıyor. İşlerin yapım süresi işlerin büyüklüğüne göre değişebiliyor. Eğer ki yüklenici firma işini daha erken bir zamanda bitirirse parasının tamamını alabiliyor. Artık ödenekler yıllara göre değil, imalata göre veriliyor. Bu da Türkiye’de müteahhitlerin hızlı iş yapabilme imkânını artırmıştır. Örneğin bizim DSİ’ye taahhüt ettiğimiz Diyarbakır Kralkızı-Dicle Ana Kanal İnşaatı’nın normal bitiş süresi 2014 yılının Mayıs ayıdır. Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey, GAP Eylem Planı çerçevesinde ödeneklerin tamamının bütçeye aktarıldığını beyan etti. Bunu da Kalkınma Bakanı Cevdet Bingöl Bey ve Orman ve Su İşleri Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu Bey bizlere teyit etti. Biz de bu doğrultuda kesinlikle kaliteden ödün vermemek koşulu ile projemizi daha erken bir süre olan 12 Aralık 2012 tarihinde bitireceğiz.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.