Öncelikle bize kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?
Adım Mahmut Durmaz. Durmaz İnşaat Yönetim Kurulu Üyesiyim. Firmamız 1970 yıllarında inşaat hayatına yap-sat işleriyle başladı. 1984 yılında Durmaz İnşaat olarak aktif duruma geldi. O yıllarda yine yap-sat, devlet taahhüt ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün işlerini yapıyorduk. 1990 yılına kadar şirketin başında babamız vardı. 1990 yılının Ağustos ayında babamız vefat edince biz 4 erkek kardeş işin başına geçtik. O günden bugüne kadar 4 kardeş omuz omuza vererek birçok projeye imza attık. Bunların başında Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden ihalesini aldığımız Ortadoğu’nun en büyük parkı olan ve 1.200.000 m² alana sahip olan Yunus Göleti Parkı inşaatı var. Bayburt’ta Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın lojman binaları, jandarma binaları ve deprem afet konutları gibi işlerimiz vardı. Ayrıca Samsun’da Kurân Kurslarının Yurt Binası, Bilecik’te Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yol yapım işleri ve Ankara’da kooperatif işlerimiz vardı. İstanbul’da ise Tekel Tütün Fabrikaları’nın fabrika tesislerini, yüzme havuzu tesislerini ve aydınlatma direklerini yaptık. ASKİ’nin kanalizasyon ve yağmur suyu şebekesi işlerini yaptık. En son TOKİ’nin Bayburt Merkez’de 608 konutluk ve Gaziantep Merkez’de 824 konutluk işlerini yaptık. Şu anda da Uşak’ta 520 konut ve Yalova’da 1120 konutluk işlerimiz devam etmektedir. Uşak’taki işin başında ben, diğer işlerin başında da ağabeyim Ahmet DURMAZ yer almaktadır. Şirketimizin başında en büyük ağabeyimiz olan Remzi DURMAZ yer almaktadır. Onun akabinde Ahmet Durmaz, ben Mahmut Durmaz ve küçük kardeşim Veysel Durmaz görev yapmaktadır. TOKİ ile şu anda alt gelir grubuna yaptığımız işlerin sorumluluklarının bilincindeyiz. Alt gelir grubuna evler yaparken bir an önce yapıp geçme anlamında değil de o insanların yıllarca birikim yaparak, arabasını, tarlasını satıp ev almaya çalıştıklarını bilerek yaptığımız evleri daha kaliteli, daha iyi bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. O insanları bu şekilde sevindirmek istiyoruz. Bizim için önemli olan müşteri memnuniyetidir. Para her zaman kazanılır ama müşterilerimizin güvenini kazanarak yapacağımız işin hakkını vermeliyiz diye düşünüyorum. Bu şirket politikamızda da vardır. İkincisi tedarikçilerimizden en uygun şekilde malzeme tedarik ederek onları da memnun etmektir. Üçüncüsü ise şirket olarak belirli bir seviyeden sonra daha profesyonel ve daha kurumsal hizmet vermek hedeflerimiz arasındadır. Bunun için de büyük bir çaba gösteriyoruz. Şu anda TOKİ’ye iş yapan müteahhitler arasında 1.000 konut yapmış, 2.000 konut inşaatı da devam eden yani 3.000 konut yapmayı hedefleyen bir şirket olarak TOKİ’de de bir yerimiz olduğuna inanıyorum. TOKİ’nin ilerleyen zamanlarda tekrar bir konut atağı yapacağını duyuyoruz. Biz de burada bir görev alabilme çabası içerisindeyiz. Bizim müteahhitler olarak en büyük sıkıntımız yaptığımız işlerin ödemelerinde yapılan pursantaj oranlarının düşük olmasıdır. Biz de pursantaj sistemiyle iş yaptığımız için çok zorluk çekiyoruz. Bu yüzden birçok müteahhidin de işi tasfiye edildi. Sayın Başkanımız Erdoğan BAYRAKTAR bize her zaman “İyileştirme içerisindeyiz” diye telkinlerde bulunmaktadır. İnşallah istediğimiz gibi olur. Biz buna rağmen kalitemizden ödün vermemeye özen gösteriyoruz.
DÜŞÜK FİYATA İŞ VERİLMEMELİ
TOKİ’nin ilk Toplu Konut Projesi’nde hiç sıkıntı olmamıştı. TOKİ’nin ilerleyen zamanlarda yapacağı konut atağında yine hiçbir sıkıntı yaşanmaması için neler söylemek istersiniz?
Çok önemli bir konuya değindiniz. TOKİ’nin ilk konut atağında hiçbir sıkıntı yoktu. Daha sonra düşük fiyata işler verilmesinden dolayı piyasada altında araba, elinde çanta ile dolaşan müteahhitler çoğalmaya başladı. Mesela kendimden örnek vermem gerekirse ben altında araba, elinde çanta ile gezen bir müteahhit değilim. Benim kendi çapımda bir ekibim ve makine parkım var. Burada 3 tane olmak üzere toplam 7 tane tünel kalıp vincim var. Bu kadar büyük bir makine parkına sahip olmamıza rağmen ihalelerde biz o müteahhitlerin attığı fiyatları atamıyoruz. Eğer o müteahhitler gerçekten müteahhit olduklarına inanıyorsa mutlaka bir iş bitirme belgesi vardır. Fakat bunun da yetmediğini duyuyoruz. Mesela bir kurumdan emekli olup iş bitirme belgesini de almış fakat hayatında bir çivi bile çakmamış olan mühendislerin müteahhit sıfatıyla TOKİ’den iş aldığını duyuyoruz. TOKİ’nin bunun önüne geçmesi ve o insanların bir şekilde bilinçlendirilmesi lazım. Müteahhidin firmasıyla yaptığı iş bitirme belgesi olmalıdır. Kurumdan alınan iş bitirme belgesi ile ihaleye girilmemelidir. Bu gibi insanların da TOKİ’nin içine kadar girdiğini ve çok sayıda iş aldıklarını biliyoruz. Çoğu aldığı işi ya tasfiye etti, ya da piyasayı zor durumda bırakarak çekti gitti. Burada olan kime oldu? Bizim gibi babadan kalma bir şeyin emeğiyle bugünlere kadar gelen müteahhitlere oldu. Biz de şerefimizle ve namusumuzla iş yapmak istiyoruz. Sonuçta yılların tecrübesi ile bugünlere gelmişiz. Elimizde bir makine parkı ve ekipman var. Bunu da en güzel şekilde değerlendirmek istiyoruz ama ihalelerde o gibi müteahhitlerin fiyat kırması yüzünden biz de fiyat kırıyoruz. İhalelerde yüksek fiyat verdiğimiz zaman ise TOKİ’den “Bu fiyatlarınız yüksek, ya gelin pazarlık yapın fiyatları düşürün, ya da işiniz iptal olmuştur” gibi tepkiler alıyoruz. Bu da bizim gücümüze gidiyor. Biz de tabii ki her işe yüksek fiyat vermiyoruz. İşin arazi ve bölge durumuna göre fiyatlandırmalarımız oluyor. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi şehirlerde yaptığımız işlerle Uşak, Gaziantep gibi şehirlerde yaptığımız işler aynı olmuyor. Sonunda verdiğimiz yüksek fiyatlardan dolayı TOKİ işleri tasfiye ediyor. Bunun sebebi ise altında araba, elinde çanta ile iş yapan müteahhitlerin TOKİ’nin aklına bir fiyat sokmasından kaynaklanıyor. TOKİ “Demek ki bu fiyatlara da iş yapılabiliyormuş” diyerek normal fiyatları çok yüksek buluyor ve işleri tasfiye ediyor. Bu gibi müteahhitlerin artık ortadan kaldırılması, daha doğrusu bırakın Ankara TOKİ İdari Binası’na, il sınırlarına bile sokulmaması lazım. Türkiye genelinde bile bu gibi müteahhitlere hiçbir kurumda iş verilmemelidir. Kısacası art niyetli insanlar yüzünden olan iyi niyetli insanlara oluyor.
TSE VE ISO BELGESİ ZORUNLULUĞU
Son olarak Türk insanına neler söylemek istersiniz?
TOKİ de halkın güvenini kazanma konusunda denetimlerini çok sıkı tutuyor. Kullandığımız her türlü malzemeyi TSE ve ISO belgeli istiyor. Ülkemiz deprem kuşağında yer aldığı için TOKİ yapılan konutlarda çimento ve demir konusunda bize belirli yerlerden malzeme tedarik ettiriyor. Yani öyle gelişigüzel demir ve çimento kullanmıyoruz. Vatandaşımız acaba müteahhit demirden veya çimentodan mı çalıyor diye bir endişe duyabilir. TOKİ’de böyle bir şey imkansızdır. Zaten TOKİ ile iş yapan hiçbir müteahhidin bu gibi şeylere meyil verdiğini düşünmüyorum. Sonuçta bu yaptığımız işlerden az veya çok para kazanabiliriz ama yaptığımız evlerde ilerde bizden bir aile mensubunun da oturacağını düşünerek işimizi en güzel şekilde yapmaya çalışıyoruz. Şunu da özellikle belirtmek isterim ki; TOKİ Başkanımız Erdoğan BAYRAKTAR işinin ehlidir. Bizzat yurtdışında bu işin eğitimini almış ve önceki yıllarda İstanbul’da KİPTAŞ Genel Müdürlüğü yapmış bir insandır. Yani şantiyeciliği, yöneticiliği, inşaat işlerini çok iyi bilen bir insandır. Bir sıkıntımız olduğu zaman bizimle her konuda ilgilenmektedir. Bu Erdoğan BAYRAKTAR’ın bize sağladığı bir güvencedir. Onun yerinde işi bilmeyen başka bir kişi olsaydı bugün biz bu başarıları yakalayamazdık. Bu konuda da vatandaşlarımızın hiçbir endişesi olmasın. Bazı vatandaşlarımız halen deprem korkusu yaşadığı için yapılan bazı konutların neden yamaçlarda veya tepe yerlerde yapıldığını soruyorlar. TOKİ konut yapılacak yerin belediye ile zemin etüt raporunu hazırlayıp bize ön bilgi olarak veriyor. Yani araziye ne kadar ve nasıl konut yapılacağı çeşitli araştırmalardan geçerek hazırlanıyor. Biz de ona göre o araziye konut yapıyoruz. Bu konuda da vatandaşlarımızın hiçbir endişesi olmasın.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.