Kültür turları moda haline getirilmeli
ETS Tur Operasyon Müdürü Semih Suat ÖZBEK, kültür turizminin önemine vurgu yaparak kültür turlarının moda haline getirilmesi gerektiğini söyledi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Semih Suat ÖZBEK. ETS Tur Yurtiçi Turlar Operasyon Müdürüyüm. Yaklaşık 13-14 yıldır bu sektörün içerisinde önemli kademelerde yavaş yavaş ilerleyen bir şirket olarak bulunuyoruz. ETS Tur, 1991 yılında kış turizmi ile iş hayatına atılmış. Daha sonra 1993-1994 yılında 12 ay operasyona dönerek hizmet vermeye başlamış. Türkiye’de 12 ay servis veren tur operatörü çok az. Biz de hem havayolu, hem otelcilik, hem de tur operatörü olarak hizmet vermeye çalışan bir grubuz. Grubumuza bağlı ETS Tur ve Didim Tur adında tur operatörü bulunuyor. Ekonomik ve her kesime hitap edecek turlar, çeşitli organizasyonlar ve seyahat paketleri üretmeye çalışıyoruz. Verdiğimiz servisler arasında yurtiçi turlar, yurtdışı turlar, kongre ve seminer organizasyonları, kültür turları, Kıbrıs turları ve rent a car servisleri bulunmaktadır. Turizm alanında düşünülebilecek her türlü kanalda bir ürün portföyümüz bulunmaktadır. Sektördeki konumumuz herkes tarafından bilinmektedir. Bu konumumuzu korumak için de her türlü teknolojik altyapıya, yatırıma ve öngörüye sahip bir firmayız. Otelcilik alanında ise Club Voyage otellerimiz var. Bu sene 1 Mayıs’ta Belek’te 5 yıldızlı bir otelimiz açılacak. Bunun yanında Bodrum’da 3 tane otelimiz ve Uludağ’da da 1 tane tesisimiz mevcut. Toplamda 6 tane otel grubumuza bağlı olarak çalışıyor. Atlas Jet Havayolları ise Türkiye’de ilk özel havayolu olarak hizmet veren grubumuza bağlı şirketimizdir.

TÜRKİYE'NİN İMAJI YÜKSELTİLMELİ

Kültür turizminden bize bahseder misiniz?

Kültür turları deyince otel konaklaması, çevre gezileri, rehberlik hizmetlerini içinde bulunduran bir programdan bahsetmiş oluruz. Bölgeleri göz önünde bulundurursak en başta Kapadokya, Pamukkale, Fethiye Likya, Kuşadası İmonya, Efes Antik Kenti, Ayvalık Misya, Mersin Kilikya ve Çorum Galatya beldeleri gelmektedir. Halkımız nedense otobüsle seyahat etmeyi belki heves, belki niyet olarak sevmiyor. Tatil zamanı geldiğinde insanlar ya bir otele gidiyorlar ya da memleketlerine gidip tatil yapmayı tercih ediyorlar. Kültür turizmi yeni olan bir şey değil. Ülkemizde 10 yıldır kültür turları düzenleyen seyahat acentaları var ama bunun bence moda haline getirilmesi lazım. Mesela Asmalı Konak dizisi çıktığı zaman bizim Kapadokya turu satışlarımız tavana vurdu. Sıla dizisi ile Mardin ve çevresi merak edilmeye başlandı. Özellikle Asmalı Konak dizisi bir çıktı pir çıktı. Kapadokya’nın ismini duymayan insanlar bile özel günlerde Kapadokya’ya gitmek istiyorlar. Fakat insanlar Kapadokya’dan ziyade Asmalı Konak dizisinin çekildiği konağı görmek istiyorlardı. Halbuki Kapadokya’da yer altı ve yerüstü şehirleri, peri bacaları, sarkıtlar ve geçitler var. İnsanlar tarihi birikimlerden çok medyatik olan yerleri gezmeyi tercih ediyorlar. Bu gibi tarihi değerleri ön plana çıkarmamız için medyamıza, yapımcılarımıza ve yönetmenlerimize önemli görevler düşüyor. Bir de ben yurdumuzun imaj sorunu olduğunu düşünüyorum. Özellikle sahil beldelerinde baktığınız zaman dünyada olmayan kalitede tesisler var ve halen inşa edilmektedir. Kemer’de ve Belek’te 5 yıldızlı hatta 5+2 diye belirtilen 7 yıldızlı otellerimiz var. Bu oteller dışarıda nasıl pazarlanıyor? Bu da tamamıyla malın değeri ile değil ülkemizin değeri ile alakalıdır. Biz Türkiye’nin imajını yükseltebilirsek o zaman malımız da değerlenir. Turizm sektörümüz daha sağlam, ülkemizin bütçe ekonomisinde çok daha önemli payı bulunan bir değer haline gelir. Örneğin; geçen sene Venedik’e gitme fırsatım oldu. İtalya’nın nüfusu 49 milyondur. Ülkeye gelen turist sayısı ise 55 milyondur. Yani nüfusun üzerinde bir turist sayısı ülkeye geliyor ve bıraktığı geliri tahmin edebiliyorsunuzdur. Paris, 25 milyon turiste ev sahipliği yapmaktadır. İstanbul için ise Kültür ve Turizm Bakanımız Atilla KOÇ, 10 milyon dediği zaman bir hayal gibi düşünülebiliyor ama bence bu sayıyı daha da yükseklere çekebiliriz. Haddimi aşmak istemem ama bazı konularda medyaya çok önemli görevler düşüyor. Ülkemizde bir terör olayı olduğu zaman dış basından çok bizim basınımızda yer alıyor. Zaten ülke olarak jeopolitik bir konumda olduğumuzdan dolayı kendi içimizde biri bin yaptığımız zaman diğer ülkedeki vatandaşlar olayı çok farklı değerlendiriyor. Mesela; geçen sene meydana gelen bir papaz olayı, karikatür krizi ve Diyarbakır’daki terör olayları yüzünden ülkemiz 2005 yılına oranla % 30 turist kaybına uğradı. Ben burada medyayı suçlamak istemiyorum. Tabii ki ülkemizde meydana gelen olayları haber yapmalıdırlar ama 15 tane kanalda aynı haber bangır bangır lanse edildiği zaman ülkemizin yurtdışındaki imajı zedelenmektedir. 2007 yılında bile 2005 yılının rakamlarını yakalayamayabiliriz. Nedense herkesin bir imagemaker’ı var ama bizim yok. Bunun için de çeşitli platformlar hazırlamamız lazım. 2005 yılında ülkemizde yapılan Liverpool - Milan Şampiyonlar Ligi Final maçı, Üniversiade İzmir Olimpiyatları, Formula 1 İstanbul yarışları gibi organizasyonlar Türkiye’nin 2005 yılında turist sayısını arttıran etkenlerden biri olmuştur. Mesela Hıristiyan aleminin iki tane başkenti olan Vatikan ve İstanbul’u karşılaştırdığımızda hayretlere düşüyoruz. Roma ve Venedik’in tarihi İstanbul’un tarihinden daha mı eski? Vatikan’ın kapısında insanlar içeriye girmek için kilometrelerce sıra oluyor. İstanbul’da ise böyle bir durum söz konusu bile değil. Bu gibi dini değerleri de ön plana çıkararak ülkemizin imajını yükseltebiliriz.

ERKEN REZERVASYON İMKANLARINDAN YARARLANILMALI

Son olarak bilinçli tatil yapma konusunda Türk halkına neler söylemek istersiniz?

Türk halkı bilinçli tatil yapmak istiyorsa erken rezervasyon yaptırsın. Temmuz ayında tatil yapmak isteyen bir kişi Şubat ayında rezervasyon yaptırdığı zaman büyük indirimlerden faydalanabilir. Seyahat acentalarının da buna yönelik indirim kampanyaları var. Bu konuda TÜRSAB Başkanımız Sayın Başaran ULUSOY Bey de bize her türlü desteği vermektedir. Kendisine telefonla dahi arayarak ulaştığımızda bu tür sorunlarımızı çok rahat bir şekilde konuşabiliyoruz ve ortak çözümler üretebiliyoruz.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.