Öncelikle bize firmanızı tanıtır mısınız?
Gökçenay Group, ağırlıklı olarak yol işleri yapmaktadır. Yaptığımız işler genelde Türkiye’nin en zor yerleridir. Özellikle Bahçesaray yolu ve Derecik yoludur. Şu an mevcut yaptığımız yollardan biri de Dağlıca yoludur. Biz zor şartlara rağmen bu zor yolları inşa ediyoruz. Büyük bir bölümü kayalık olan Derecik yolunun 65 km.’sini asfaltladık. Gökçenay Group’un genel olarak kendisine ait olan yap-sat inşaatlarını başlattık. Ağırlıklı olarak taahhüt işleri yapıyoruz. Genellikle yol inşaatları yapıyoruz ve buna bağlı olarak sıcak asfalt üretimi yapıyoruz.
10 MİLYON EURO'LUK PROJE
Karayolları Genel Müdürlüğü’nün duble yol konusundaki çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yol konusunda hükümetin yol politikası başarılı olmuştur. Yol medeniyettir. Bunu AK Parti hükümeti ciddi şekilde başardı. Önce yollardaki sıkıntılar teşhis edildi ve bunun adına da Acil Eylem Planı denildi. Kaynakları da buna göre düzenleyerek birçok yerde duble yol projeleri başladı. Van’a ise en çok katkı sağlayan etken KÖYDES’in inşa ettiği yollardır. Bu projeler devrim niteliğinde olmuştur. Bu sayede daha önce gidilmeyen köylere gidilmeye başlandı. Yollarla birlikte bölgeye su da gitti. İnsanlar bulaşık makinesinin ve çamaşır makinesinin ne olduğunu bilmiyordu. Bundan 5 yıl önce Van’daki köylerde yolun olmamasından kaynaklanan bir eksiklik vardı. Yolun asfalt olması köylerde yaşayan insanların şehre daha çok gidip gelmesini sağlayacaktır. Duble yollarda şu an istatistiklere göre çok ciddi bir şekilde kaza ve ölümlerin azaldığını görüyoruz. Mesela Van-Erciş yolu bundan 3-4 yıl öncesine kadar en çok kazaların yaşandığı ve çok işlek bir yoldu. Şu an Van-Hakkari Yolu da aynı durumdadır. Duble yolların tekrar ihaleleri yapılıyor. 2011 yılında o yolların da inşaatına başlanacak. Genel olarak Türkiye’ye baktığımız zaman hükümetimizin yol ile ilgili koyduğu teşhis tam hedefe yönelik oldu. Biz de Gökçenay İnşaat olarak duble yollarda ya da KÖYDES yollarında kendimiz ile ilgili atılım yaptık. Bu atılım içerisinde bütün yatırımımızı ve kazancımızı bu yollara harcadık. İyi ki verdik, çünkü biz bu alanda kendimizi iyi bildiğimiz için yatırım yaptık. Gökçenay İnşaat grubunun 2 tane asfalt üretim tesisi var. Biri Van Erciş’te, diğeri ise Van Merkez’de yer almaktadır. Her birinde 200’er kişinin istihdam edileceğini düşünüyoruz. Şu an Erciş’teki asfalt üretim tesisimizi aktif hale getirdik. Van Merkez’deki asfalt üretim tesisimiz de önümüzdeki günlerde aktif hale gelecektir. Sıcak karışım asfaltı önceden il belediyeleri yapmaya çalışıyordu. Şimdi özel firmaların da sıcak asfalt kaplaması yapması ile birlikte kalite de paralelinde geldi. Ayrıca biz yine bu yaptığımız işlerde elde ettiğimiz kazancımızın yatırımını yine bu bölgeye yapıyoruz. Bu konuda çok ciddi bir mermer fabrikası projemiz var. Türkiye’nin en büyük mermer fabrikalarından biri olacağını düşündüğümüz projemizi hayata geçirebilmemiz için arsa tahsis ettik. Projemizle ilgili Devlet Bakanı Hüseyin Çelik Bey’in ve Van Valisi Münir Karaloğlu Bey’in ciddi destekleri oldu. Asfalt üretim tesislerimiz yaklaşık 12 milyon Euro değerin bir yatırımdır. Mermer fabrikası yatırımımız da 10 milyon Euro civarında olacaktır. Bizler de Doğu Anadolu Bölgesi’ne hizmet ederek, istihdam yaratarak özellikle bölgedeki sorunların giderilmesine destek olmaya çalışıyoruz. Bu konuda bir özeleştiri de yapmak istiyorum. Van’da daha önce iş yapan firmaların büyük bir kısmı yaptığı işlerin kalitesizliği yetmiyormuş gibi bölgeye hiçbir yatırım da yapmıyorlardı. Kazançlarını gayrimenkullere veya Antalya’da otel yapımına yatırıyorlardı. Oysa bizim gibi firmaların kendi alanında güçlenmesi gerekir. Kendi birikimini en iyi şekilde korumalı ve büyütmelidir.
VİZELERİN KALKMASI HÜKÜMETİMİZİN EN BÜYÜK BAŞARISIDIR
Hükümetimizin Türk işadamlarını yurtiçinde ve yurtdışında desteklemesi hakkında neler söylemek istersiniz?
Bizim ülkemiz nedense, başta Adnan Menderes olmak üzere Turgut Özal Bey’in ve şimdi de Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’in biraz değerini bilmekte gecikiyor. Adnan Menderes Bey döneminde yani 1950’li yıllarda Türkiye gerçekten büyük bir atağa kalktı. Çok partili sisteme geçmekle beraber dünyaya açılım o dönemde başladı. 10 yıl sonra Adnan Menderes Bey’i idam ettiler. Turgut Özal Bey aslında 1980’li yıllarda ‘Türkiye bitti’ dediğimiz bir zamanda başa geldi. Rahmetli Özal, teknolojide, yollarda Türkiye’nin önünü açan ender insanlardan biri olmuştur. Eğer ‘Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra Türkiye için en büyük atılımı kim yaptı?’ denilecekse ben Turgut Özal derim. Turgut Özal Bey’in sağlığında kıymetini bilemedik. Şu anda da Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey bu konuda çok önemli mesafeler katetti. Adnan Menderes Bey’in Türk işadamlarını taşıması ile başlayan seferberlik aynı şekilde Turgut Özal Bey’in döneminde daha büyük ivme kazandı. Başbakanımız da bu ivmeyi aynı şekilde devam ettiriyor. Burada da yine bir önceki dönemlerin devamı var. Muhalefet partisine baktığımız zaman aynı şeyleri görüyoruz. Halkın desteğini alan iktidarlara karşı her nedense ‘Bu başarı gölgelensin’ diye her türlü oyunlar oynanıyor. Ben bu anlamda da hükümetimizin ve özellikle Başbakanımızın önderliğinde ülkemizin çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Bunun en güzel örneği ise şudur. Eski Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer Bey 7 yıl boyunca masasından kalkmadı. Şimdiki Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül Bey’in de gitmediği ülke kalmadı. Her gittiği ülkede Başbakanımız da dâhil olmak üzere arkasında 300-400 işadamını götürüyor. Bu 300-400 işadamının yüzde 30’u o ülkede mutlaka ticaret yapıyor ve o kazancı Türkiye’ye getiriyor. Global dünyada bir ülkenin kalkınabilmesi için yapılabilecek en güzel şey budur. Biz de Gökçenay Group olarak bu anlamda Libya, Katar ve Irak’ta yol inşaatları yaptık. Fakat bu ülkelerin hukuki düzeni tam olarak yerine oturmamış olduğu için tekrar o ülkelere gitmedik. Mesela Katar’da her gittiğimiz yerde ‘Yeter ki, Türk firması olsun’ diye can atıyorlar. Bu da yine hükümetimizin başarısıdır. Biz Katar’a giderken uçağa biniş sırasında bizden vize istediler. Pasaportumuzda vize olmadığını belirten görevliye; ‘Siz hala Başbakanın hızına yetişemiyorsunuz. Başbakan gittiği her yerde vizeyi kaldırtıyor. Katar’da 2 ay önce vize kalktı’ dedim. Oradaki görevlinin Katar’a vize kalktığından haberi yok. Yine Rusya ile kısmen de olsa vize kalktı. Sınırlı da olsa ülkelerle vizelerin kalkması çok önemli bir durumdur. Dış ticaret anlamında bu da hükümetimizin bir başarısıdır.
İHALELERDE ÖN YETERLİLİK SİSTEMİ OLMALI
Kamu ihale sistemi ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Doğrusunu isterseniz ihale sistemimiz çok çarpıktır. Önceden çıkarılan yasalar bir türlü tam yerine oturmadı. İhale yasaları içinde en önemli yasa bu yasadır. Şu an yapılmış olan ön yeterlikli sistemde firmanın puanlaması ve değerlendirilmesi var. Firmanın puanlamasına göre de yeterlilik veriliyor. Ön yeterliliğin mutlaka olması gerekiyor. Daha önce bu sistem vardı. Önceki siyasi partiler bu yasayı hep kendilerine doğrulttular ve istenilen sonucu elde edemediler. Şu anki kamu ihale yasasında eğer bu ön yeterlilik ve puanlama sistemi uygulanabilirse firmalar ekonomik, teknik ve finans güçlerine göre ayrılmış olur. Beraberinde bu durum kaliteyi de getirir. Şu anki ihale yasasında düşük fiyat sorgulaması diye bilinen sınır değer var. Bu da çok önemli bir durumdur. Sınır değer olayı aşırı düşük fiyat tekliflerini önlüyor. Aynı zamanda rekabet ortamını da sağlıyor. Fakat düşük fiyat sorgulamasını bazı kurumlar cesur davranarak uyguluyor. Bu uygulanması gereken bir şeydir. Kanun koyucular da uygulanması için o yasayı çıkarmışlardır. Günümüz Türkiye’sinde kamu ihalelerinde düşük fiyat sorgulamasının iyi olacağını düşünüyorum. İleriki süreçte tamamen Avrupa Birliği’ne girdiğimiz zaman hazırlıklı olmuş olacağız. Aslında düşük fiyat sorgulaması hususunda bürokratların rahat bırakılması ve yetkilerinin arttırılması gerekiyor. İlerleyen yıllarda zaten ihaleler internet ortamında yapılacak. Bu dönem olana kadar ön yeterlilik sisteminin mutlaka yürütülmesi gerekir. Şimdi olağanüstü şartlarda 21-C diye bir ihale yasamız vardı. Bu son 2-3 yıldır kaldırıldı. Oysa bu yasanın çok faydaları vardı. Örneğin; Bahçesaray Yolu, Derecik Yolu veya Dağlıca yolu 21-C ile yapılmaya kalkışılsa bu düşük fiyatla hiçbir firma orada iş yapamaz.
BÜYÜK BİR FİRMA OLACAĞIZ
Gelecekteki hedefleriniz nelerdir?
Önümüzdeki zaman içerisinde inşallah yurtdışında olacağız. Yurtiçinde de yine özellikle Van’a istihdama yönelik yatırımlarımız devam edecek. Büyük bir firma olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Şu an 4 firmamızda 600 çalışanımız var. 10 yıl sonra biz hem bu bölgede iyi bir yatırımcı, hem de kurumsallaşmış bir firma olacağız.
VAN GÖLÜ ACİLEN TURİZME KAZANDIRILMALI
Van için devletten beklentileriniz nelerdir?
İlerleyen yıllarda çok arayacağımız ve çok pişman olacağımız Van Gölü’nün acilen temizlenmesi ve mutlaka turizme kazandırılması gerekir. Van Gölü projesi Van’ı kurtaracak bir projedir. Ama ben herkese burayı Van Gölü diye değil, Van Denizi diye anlatıyorum. Van Gölü denmesini garipsiyorum. Van’da 1990’lı yıllarda bulunan 2 kişiden biri turistti. Ben o yıllarda İngilizce öğrendim. O yıllarda Van’daki turizm potansiyelinin Antalya’dan daha iyi olduğunu düşünüyorum. Çünkü Van’da çok sayıda tarihi yerler bulunmaktadır. Özellikle Ermenilerin kutsal mekânları Van’da olduğu için Eylül ayında burada Ermeni vatandaşlar olacak. Oteller ve misafirhaneler şu an dolmuş vaziyettedir.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.