Devletin toplulaştırma projelerine güvenen kazanır
Han 1 Proje İnşaat Genel Müdürü Burak Ayas, çiftçilerin Türkiye'nin dört bir yanında devam eden arazi toplulaştırma projelerine sahip çıkmaları gerektiğini vurguladı. Ayas, "Devletimizin toplulaştırma projelerine güvenen çiftçilerimiz kazanıyor. Rahatlıkla söylüyorum, devlet bu konuda art niyetli olmaz" dedi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Han 1 Proje İnşaat Genel Müdürü Burak Ayas, arazi toplulaştırma çalışmalarında tecrübeli olduğunu söyledi. Harita Mühendisi olduğunu belirten Ayas, "2013 yılında mezun olduktan sonra 10 yıl boyunca özel sektör firmalarının toplulaştırma projelerinde yer aldım. 2023 yılının ilk aylarından beri kendi işimi yapıyorum. Önceki yıllarda Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Denizli ve Eskişehir'deki belli başlı arazi toplulaştırma projelerinde bilfiil görev yaptım. Şu anda da şirket olarak Kırklareli 2'nci Kısım Arazi Toplulaştırma ve TİGH projesinin resmi alt yüklenicisiyiz. Kayseri'de de Kayseri Ağcaşar Sulaması Arazi Toplulaştırma ve TİGH Projesi ile Kayseri Felahiye Arazi Toplulaştırma ve TİGH projesinin alt yükleniciliğini yapıyoruz" diye konuştu.

KAYSERİ HALKI BİLİNÇLİ

Ayas, Kayseri'deki arazi toplulaştırma projelerinden bahsetti. "Kayseri Ağcaşar Sulaması Arazi Toplulaştırma projesi Develi, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçelerinin köylerini kapsıyor. Ağcaşar projesinde yer alan bazı köylerde daha önceden toplulaştırma yapılmış. İşte onun için bu köylerde yaşayanlar toplulaştırma projelerinin faydalarını biliyor ve bizi anlıyorlar. Yapımı devam eden sulama projesi de mevcuttur. Daha önceki toplulaştırma projesinde vatandaşlar kendi eksikliklerini fark etmişler. Yeniden yapılacak toplulaştırma projesinin daha hızlı ilerlemesi için bizden mantıklı taleplerde bulunuyorlar. Önceden toplulaştırma yapılan bir bölge olduğu için vatandaşların bilinçliler. Bunu net olarak görüyoruz" şeklinde konuştu.

ARAZİLER VERASETLE PARÇALANMIŞ

Arazi toplulaştırma projelerinin hem ülke ekonomisine hem de çiftçilere ilerleyen yıllarda sağlayacağı katkılara değinen Ayas, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de 1990'lı yıllarda da arazi toplulaştırma projeleri yapılmış. Ancak o dönemin imkânlarıyla küçük alanlarda toplulaştırmaya gidilmiş. Günümüzde ise teknolojik olanaklarla daha büyük alanlarda toplulaştırma gerçekleştiriliyor. Türkiye'de çok sayıda dağınık durumda olan tarım arazileri var. Ne yazık ki veraset sistemiyle dededen toruna gelene kadar tarım arazileri parçalanmış. Koskoca tarlalar bahçeye dönmüş. Bundan dolayı vatandaşlar dedelerinden miras kalan 3-5 dönüm tarlalarını ekemiyorlar. Küçük tarım arazilerine yapacakları masrafların getirisine oranla daha fazla olmasından dolayı herhangi bir ekim yapmıyorlar. Bu yüzden ufak tefek görünen çok sayıda tarıma elverişli araziler atıl duruma düşüyor. Toplulaştırma projelerinde ise vatandaşın bir köyde bulunan bütün tarlaları birleştirilip tek parça tarım arazisi haline getiriliyor. Bu sayede arazi büyüyor. Arazilerin tek parça haline getirmelerinin yararları çok. Çiftçiler bu arazilerde daha rahat ürün ekiyorlar. Maliyetlerini azaltıyor, verimliliklerini arttırıyorlar. Bu hem çiftçilere hem ülke ekonomisine vakitten ve yakıttan tasarruf imkânı sağlıyor. Devlet desteklerini almak için ise hisselilik ortadan kalkıyor. Böylece herkes kendi adına işlettiği parsel büyüklüğünde destek alabiliyor. Sırf bu yüzden destekleme alabilmek için toplulaştırma projesi isteyen köyler var."

YOLLAR VE SULAMA KANALLARI DÜZENLENECEK

Tarım arazilerini daha verimli kılmak için toplulaştırma projelerine hız verilmesi gerektiğinin altını çizen Ayas, şunları ifade etti: "Küçük tarım alanlarında arazi sahibi olmayan başka kişiler de ürün ekiyorlar. Bunlar yasal sahip değiller. Onun için devletten destek alamıyorlar. Mesela Kayseri Felahiye'de yaptığımız arazi toplulaştırma projesinde neredeyse hiçbir tarlanın yolu yok. Bütün köy tek bir tarla gibi olmuş. Vatandaşlarla yaptığımız görüşmelerde tarlalara gidebilmek birbirlerinin ekili yerlerinden geçtiklerini, ürünler çıkmaya başlayınca aralarında problem yaşandığını anlattılar. Yakın ekin yerlerine, tarlalara gitmekte zorlandıklarını kaydettiler. Hatta Ağcaşar projesinde vatandaş, komşusunun arazisinden geçtiği için su kanalını kapatıyor. Komşusunu sudan yararlandırmayarak ürünlerine zarar veriyor. Biz şimdi Felahiye'de tarla yollarını ve sulama kanallarını yeniden düzenleyeceğiz. Bunun için tarlaların alanlarından kanunen yüzde 10'a kadar kesinti yapma hakkımız var fakat bu rakam genelde yüzde 2-3 civarında oluyor. Biz toplulaştırma yaptıktan sonra tarla sahipleri arasında herhangi bir münakaşa olmayacak. Çünkü hem tarla yolları hem de sulama kanalları cetvelle çizilmiş gibi nizami olacak. Böylece tarla yolları ve sulamalar yüzünden köylüler arasında yaşanan kavgalar da son bulacak."

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın arazi toplulaştırma projelerine verdiği öneme de dikkat çeken Ayas, şunlara işaret etti: "Tarım ve Orman Bakanlığı toplulaştırma hedeflerine kesinlikle ulaşabilir. Bunun için her yılbaşında tescil edilecek alanlar belirleniyor. 2000'li yıllara kadar yapılan toplulaştırma projelerine nazaran metrekare bazında 2003'ten itibaren toplulaştırma projelerinin 30 kat arttığı aktarılıyor. Şu anda Güneydoğu'daki tarım arazilerinin yüzde 90'lık kısmında toplulaştırma yapıldı. Hâlihazırda Edirne'den Kars'a kadar devam eden arazi toplulaştırma projeleri var. Tarım arazilerinde toplulaştırma yapıldığı zaman vatandaşlara büyük katkı sağlayacak. Vatandaşların da bu konuda yeteri kadar bilinçlendirilmesi gerekiyor. Arazi toplulaştırma projelerinin köylerimiz, köylülerimiz ve çiftçilerimiz için çok büyük faydaları var. Çiftçilerimizin toplulaştırma projelerine sahip çıkması gerekiyor. Devletimizin toplulaştırma projelerine güvenen çiftçilerimiz kazanıyor. Rahatlıkla söylüyorum, devlet bu konuda art niyetli olmaz."

FAYDALARI VATANDAŞLARA ANLATILMALI

Arazi toplulaştırmanın faydalarının vatandaşlara sürekli anlatılması gerektiğini dile getiren Ayas, şu açıklamalarda bulundu: "Başka başka yerlerde bulunan, parça parça olan tarım arazilerni vatandaşlar bir araya gelip toplulaştırmaya kalkışsalar başaramazlar. Parselleri kendileri anlaşarak bir araya getirseler bile bu kanunen mümkün değil. Burada devlet eliyle toplulaştırma yapılması aslında büyük bir nimettir. Biz vatandaşların itiraz etmedikleri yerlerde toplulaştırma yaparken daha rahat çalışıyoruz. Bunu civardaki köylerden duyan vatandaşlar aslında yapılan toplulaştırmanın ne kadar faydalı olduğunu bizzat yerinde görerek anlıyorlar. Toplulaştırma yapılan köylerde tarlalara çiftçilerin binek araçlarla rahat bir şekilde gittikleri hatta tırların hasadı takiben ürünleri almak için rahatlıkla tarla yanlarına yanaştıkları haberini alınca görünce durumu idrak ediyorlar. Mesela şu anda Türkiye'nin doğusunda ve batısında ikince kez toplulaştırma yapılmasını isteyen köylüler var. İlgili kurumlara vatandaşlar tarafından sürekli dilekçeler veriliyor."

KİMSENİN TARLASI ELİNDEN ALINMIYOR

"Vatandaşlar toplulaştırma konusunda devlete güvenebilir" diyen Ayas, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz Devlet Su İşleri'nin (DSİ) toplulaştırma ihalesini kazandıktan sonra ilgili makama müracaat edip tapu ve kadastro verilerini alıyoruz. Vatandaşların kendi adına kayıtlı olan arazilerini inceliyoruz. Aynı zamanda toprak analiz çalışmaları başlıyor. Belirli aralıklarla tarlalarda sondalar açıyoruz. Aldığımız numune topraklar laboratuvarlarda inceleniyor. Buna göre toprak puan haritası belirleniyor. Sonra derecelendirme haritası oluşuyor. Bu derecelendirmeye vatandaşın da komisyon puanı ekleniyor. Komisyon toplantılarına vatandaşlar maalesef çoğu zaman katılmıyorlar. Biz, tarıma elverişli olup olmadıklarına ve yollara ya da şehirlere yakın olup olmadıklarına bakarak arazilere puan veriyoruz. Vatandaşlar tarlalarını bizden iyi bilirler. Onların da puan vermelerini istiyoruz. Fakat vatandaşlar komisyon toplantılarına katılmayıp sağda solda devletin tarlalarını elinden alacaklarını iade ediyorlar. Böyle bir şey mümkün değildir. Çünkü her şey resmi kanunlara göre yapılmaktadır. Bir yerde hata olsa zaten Tapu ve Kadastro müdürlüklerinde tescil edemiyoruz. Hiçbir şey oldubittiye getirilmiyor. Zaten her bir vatandaşla bire bir mülakat yapıyoruz. İzlediğimiz her aşama resmi onaylardan geçerek ilerliyor. Toplulaştırma projeleri köylerde 1 ay süreyle 3 defa askıya çıkıyor, daha sonra tescile gidiyorlar. Projeleri bu aşamada DSİ'de görevli mühendisler tekrar kontrol ediyorlar. Kadastro aşamasında da mühendisler incelemelerde bulunuyorlar ardından tapuya yönlendiriyorlar. Bütün bu aşamalardan sonra bölünmüş tarım arazileri tek bir parça haline getirilerek tapuda tescilleniyor. İç geliştirme hizmetleri de tamamlandıktan sonra vatandaşlara yolları yapılmış, drenaj ve sulama kanalları açılmış, tesviye edilmiş, sınırlar kaldırılmış temiz bir tarla teslim ediliyor."

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.