Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
Ben Barış HAN. Hanart Mimarlık Limited Şirketi kurucusuyum. 1997 yılı Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, 2000 yılı aynı üniversitenin Fen Fakültesi Rölöve Restorasyon Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans mezunuyum. Mezun olduktan sonra kısa süreli özel bir şirkette çalıştım. 2004 yılında Hanart Mimarlık firmasını kurarak özel şahıslara ait proje ve uygulama işlerine başladım. 2005 yılından itibaren Vakıflar Genel Müdürlüğü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarihi eserlerin restore edilmesi için proje işlerine ağırlık verince biz de projelendirme çalışmalarına yönlendik. Firma olarak Genellikle restorasyon işleriyle uğraşıyoruz.
Bize tarihi eserlere bakış açınızı anlatabilir misiniz?
Ben tarihi eserleri 90 yaşında bir insan gibi tanımlarım. 90 yaşındaki bir insanı ameliyat etmek kolay değildir. En ufak bir hatanızda hasta masada kalır. Tarihi eserleri restore etmek de bu yüzden çok meşakkatli bir iştir. Tamamen ince eleyip sık dokumanız gerekiyor. Tarihi eserlerde özgün bir mimari vardır. Restorasyon sırasında binayı soyduğumuz zaman çok ilginç mimari detaylarla karşılaşıyoruz ve o detayları koruyup yaşatmak gerçekten zor oluyor. Sokak arasında kalmış herhangi sıradan bir tarihi binada bile kapı kolunu dahi değiştirdiğiniz zaman yapının mimari özgünlüğü bozulabiliyor. Bu yüzden bir tarihi eseri restore etmek istiyorsanız kalıcı ve doğru müdahaleler yapmak zorundasınız.
TARİHİ ESERLERE SAHİP ÇIKILMALI
Tarihi eserler sizce ne şekilde değerlendirilmelidir?
Ülkemizde Osmanlı Devleti, Selçuklu Devleti, Bizans İmparatorluğu ve antik dönemlerden kalma tarihi eserler vardır. Tarihi eserlerimize devletimiz ve milletimiz sahip çıkmalıdır. Günümüze kadar gelen tarihi eserlerin bakımında ve onarımında devletimizin büyük katkısı vardır. Hatta son dönemlerde bu katkının artması yönünde devletimizin birkaç hamlesi daha olmuştur. Kültür Bakanlığı bünyesinde sivil yapılar için bir fon oluşturuldu. Her yıl Ankara’da yüksek kurul bir kere toplantı yapıyor. Bu toplantıda yapılarınızı önerip, uygulama projesi bedeli talebinde veya uygulama projenizi önerip keşif bedeli talebinde bulunabiliyorsunuz. Yüksek Kurul onayladığı zaman ülkemize eser kazandırmak adına devlet karşılıksız olarak vatandaşına yardımcı oluyor. Bizim için bulunmaz bir nimet. Önceden biz böyle bir devlet desteğini hayal bile edemezdik. İl Özel İdareleri’nde de aynı şekilde bir fon var. Belediyeler tarihi eserlerini restore etmek adına o fondan ödenek temin edebiliyor. Bu çalışmaların hepsini takdir ediyorum. Çünkü bu tarihi eserler günümüze kadar kolay gelmemiştir. O dönemlerde de böyle eserler yapmak özveri ve emek mahsulüydü. Biz şimdi ki teknolojiyi kullanarak bile o kadar güzel eserler yapamıyoruz. Bu yüzden günümüze ulaşmış eserlerimize de doğru ve ilkeli restorasyon çalışmaları yaparak sahip çıkmamız ve bizden sonraki nesillere bu kültür mirasını en doğru biçimde aktarmamız gerekir.
TÜRK HALKI TARİHİ ESERLERİ ARAŞTIRMALI
Tarihi eserler konusunda Türk halkından neler yapmalarını istersiniz?
Halkımız yaşadıkları yerlerdeki tarihi eserlere sahip çıksın. Baktıkları, gezdikleri, her gün önünden geçtikleri yerlerin tarihçesini öğrensinler. Bu bilgileri öğrenmeleri için okumaları ve basit araştırmalar yapmaları gerekir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve bazı araştırmacı yazarların gerek İstanbul gerekse ülkemizdeki tarihi eserler konusunda yayınlamış oldukları birçok kitapları var. Halkımızın bu kitapları ve son dönemlerde gazetelerin Pazar eklerinde yer alan tarihsel araştırma içerikli sayfalarını okumalarını isterim. Çünkü Anadolu topraklarında tarihi konularda bilinçli yaşamak daha keyiflidir. Bir de altını çizerek vurgulamak isterim ki; Devletimizin tarihi eserlerimiz için yaptığı yatırımları gerek halk gerekse yöneticiler olarak su-istimal etmememiz gerekir. Bu yatırımların başarıya ulaşması devletimizin bu konuda atacağı diğer adımları teşvik edecektir.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.