FARK MÜTEAHHİTLERE YANSITILMASIN
"Türkiye ekonomisinin lokomotifi inşaat sektörüdür" diyen Kalyon İnşaat Taahhüt Grubu Başkanı Serdar Över, ekonomik büyümede en büyük rolün inşaatta olduğunu söyleyerek yapısal reformlarla sektörün daha dinamik hale gelebileceğini dile getirdi. Serdar Över tespit ve tavsiyelerini şu şekilde sıraladı:
* Gelişmiş ülkelerde artan faizler nedeniyle önümüzdeki dönemde likidite temin etmek giderek zorlaşacak. Bu açıdan mutlaka yapısal reformların devam etmesi lazım. Yani istikrar ve kararlılık gerekiyor. Türkiye'de kamu kuruluşlarımızın yürüttüğü inşaat altyapı projelerinde bazen bütçe ve finansman sıkıntıları olabiliyor. Bundan dolayı müteahhitlere ödemeler zaman zaman yavaşlıyor. Büyük ölçekli müteahhitler bütçe sıkıntısı yaşandığı zaman buna nispeten katlanabiliyor. Ancak orta ölçekli ve küçük müteahhitler zor durumda kalabiliyor.
* Bana göre bu meselenin çözümü için 3 konuya önem vermek lazım. Birincisi, altyapı yatırım ihtiyaçlarını hassasiyetle tespit etmek ve fizibilitesi yüksek projelere öncelik vermek. İkincisi, doğru ihale yöntemleriyle projeleri işi hakkıyla yapabilecek müteahhitlere vermek. Kalite, işgüvenliği ve hızdan asla taviz verilmemeli. Sadece iş bitirme belgesi ya da ihale bedeli açısından değil, firmalar teknik açıdan da değerlendirilmeli. Dünyanın gıptayla izlediği projeler hayata geçireceksek ve firmalarımızın global ölçekte rekabet gücü artsın istiyorsak başka çaresi yok. Üçüncü konu ise PPP ya da Yap-İşlet-Devret projelerini arttırmak. Türkiye'deki büyük müteahhitlik gruplarının dinamizmini ve finansman sağlama imkânlarını kullanmak lazım.
* Dışa bağlı mal ve hizmetlerin söz konusu olduğu projelere değinmekte fayda var. Bildiğiniz gibi yeni bir yasal düzenlemeyle tüm Kamu ihaleleri artık tamamen Türk Lirası cinsinden yapılıyor. Mevcut fiyat farkı formülleri dolar veya eurodaki artışları çoğunlukla karşılayamıyor. Bazı inşaat girdi fiyatları döviz bazlı oluyor. Finans piyasası enstrümanlarını kullanamayan müteahhitler zarar ediyor ve zora giriyor. Zarar eden müteahhitten ne kendine ne memlekete fayda gelmez bence. Bu noktada eskalasyon mekanizmalarında kur riski ile alakalı birtakım yeni tanımlamalar yapılabilir. Örneğin dışa bağlı hammaddelerin söz konusu olduğu ihalelerde dolar veya euro bazlı eskalasyon formülleri düşünülebilir.
* 2023 hedeflerine mega projelerle birlikte kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Biz de Kalyon Grup olarak stratejik önemi olan büyük projeler inşa ediyoruz. Bu projeler her şeyden önce memleketimize hizmettir.
ŞARTNAMELERDE İŞ GÜVENLİĞİ OLMALI
Kalyon İnşaat'ın İcra Kurulu Üyesi Abdulnasır Akıncı, ihalelerle ilgili süreçlere dikkat çekti ve sağlıklı rekabetin oluşması için yeni düzenlemelere ihtiyaç olunduğunu vurguladı. İş güvenliğine büyük önem verdiklerini vurgulayan Akıncı şöyle konuştu: "DSİ'ye yaptığımız Gaziantep-Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı projemizde iş güvenliği için ayda 75.000-100.000 TL arasında bir bütçe belirledik. Küçük ölçekli firmalar hiçbir zaman iş güvenliği için bu düzeyde bir bütçe ayırmaz. Malzeme alımlarında da her zaman yerli üreticiyi tercih ediyoruz. Bu da Kalyon İnşaat'ın bir hassasiyetidir.
FİNANSAL TEKLİF ALMIYORLAR
Gaziantep'teki projemizde sacı Erdemir'e, boruyu Tosyalı'ya imal ettiriyoruz. Ancak küçük ölçekli firmalar buna dikkat etmiyor. Eğer malzemenin ucuzu Çin'de veya Hindistan'da ise o ülkelerden malzeme ithalatı yaparak işlerini yapıyorlar. Fakat biz altyapı projelerimizde daima kaliteli ve yerli malzemeler kullanıyoruz. Dolayısıyla bunlar ihalelerde maliyetimizi arttırıyor. İş güvenliği ile ilgili ihale dökümanlarında veya kurumların maliyetlerinde bir bedel öngörülmüyor. İş güvenliği tamamen yüklenici firmanın inisiyatifinde olan bir durumdur. Mesela yurtdışındaki ihalelerde sadece finansal teklif almıyorlar. Yapım yöntemleri adı altında teknik teklifler de istiyorlar. Bununla birlikte iş güvenliği istatistiklerini istiyorlar. Son 5 yıl içerisinde firmanın yaptığı işlerde sarf edilen işgücü, iş kazaları ve kayıp iş gücü açısından da bir puanlama yapılarak işler veriliyor. Sadece düşük fiyata teklifi veren firmaya iş verilmiyor. Bu tip prosedürlerin bizim ihale sistemimize de dâhil olması gerekir. Aksi takdirde bu kurallara önem vermeyen firmalar aldıkları işi yarım bırakıyorlar veya büyük iş kazaları oluyor" dedi.
ÖNCE KAMULAŞTIRMA SONRA İHALE
DSİ'ye inşa ettiği projelerde karşılaştıkları sıkıntıları da anlatan Akıncı, "Gaziantep-Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı projemizde kamulaştırma işlemlerini GASKİ yapıyor. Diğer bütün işleri yapan DSİ'dir. GASKİ acil kamulaştırma için Bakanlar Kurulu Kararı almasına rağmen yaşanan sıkıntılar var. Bakanlar Kurulu Kararı tek başına yetmiyor. Bakanlar Kurulu Kararı ile mahkemeye gidiliyor. Bilirkişiler sahaya iniyor ve rapor tutuyorlar. Mahkeme söz konusu rapora göre karar verdikten sonra kamulaştırma yapılıyor ve ondan sonra projede inşaat aşamasına geçiyoruz. Teknik konularda bir sıkıntımız yok ama kamulaştırma için vatandaşla bire bir diyalog kurmamız gerekiyor. Akıncı ayrıca Gaziantep-Düzbağ İçme Suyu İsale Hattı projesinin 2019'da biteceği müjdesini verdi.
BÜYÜK PROJELER BÜYÜK TECRÜBELER KAZANDIRIR
Kalyon İnşaat'ın TANAP projelerinin İcra Kurulu Üyesi olan Sercan Kalyoncu, inşa ettikleri projelerin önemi gereği sorumluluklarının da aynı ölçüde arttığını belirterek şu mesajı verdi: "Büyük projeler inşa ediyoruz. Üstlendiğimiz projeleri kalite ve iş güvenliğinden ödün vermeden zamanında bitirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Makine parkı, iş güvenliği, kaliteli imalat, saha organizasyonu gibi konularda önemli tecrübeler edindim. En son Kalyon İnşaat tarafından yapımı tamamlanan KKTC İçme Suyu Projesi'nde şantiye şefliği yaptım. Şu anda TANAP Projelerinde Kalyon İnşaat adına İcra Kurulu Üyeliği görevini yürütüyorum. TANAP, Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki Şah Deniz-2 Gaz Sahası ve Hazar Denizi'nin Güneyindeki diğer sahalardan üretilen doğalgazın Türkiye'ye ve Avrupa'ya taşınmasını amaçlar. Biz Kalyon İnşaat olarak TANAP'ta LOT-4 diye adlandırılan 1341-1815 km arasındaki boru hattı inşaatını ortak girişim olarak inşa ediyoruz. Yine projenin Çanakkale Boğaz Geçişi'ni Malezyalı ortağımız ile birlikte yapıyoruz. Bu kısımda deniz tabanına boru döşenme işi tamamlandı. Şu anda LOT-4 kısmında çalışmalarımız devam ediyor. TANAP'ın Türkiye'deki geçişi toplam 1815 km olarak projelendirilmiştir. Eskişehir'e kadar olan bölüm 1341. km'dir. Biz 1341. km'den 1815. km'ye kadar olan boru hattını inşa edeceğiz. Eskişehir'e kadar inşa edilen boru hattının amacı Azerbaycan gazını Türkiye'ye getirmektir. Eskişehir'den sonraki kısım ise Çanakkale Boğaz Geçişi ile birlikte Azerbaycan gazını Türkiye'den Avrupa'ya göndermektir. Rusya'nın doğalgaz hattına alternatif olan TANAP'a Türkmen gazının da bağlanması hedefleniyor. 2018 yılının sonunda projelerimizi bitireceğiz"
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.