TÜRKİYE’DE KARAYOLU TAŞIMACILIĞININ KULLANIM ORANI YÜZDE 89
Öncelikle bize Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’nün faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü taşımacılık sektöründe kullanılan tüm araçlar, bu araçları kullanan sürücüler ve bunların işletmecilerine yönelik düzenlemeleri yapan Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı bir kamu kuruluşudur. Karayolu taşımacılığı, kapıdan kapıya taşıma yapılan, daha az iş gücü gerektiren, özel sektör tarafından yapılan, diğer taşıma türlerine göre daha esnek bir taşımacılık türüdür. Karayolu taşımacılığı; havayolu, demiryolu ve denizyolu taşımacılığının da içinde bulunduğu ülkemiz taşımacılık sektörünün yüzde 89’unu oluşturmaktadır. Aynı zamanda tam rekabetçi bir piyasadır. Bu piyasamızda bireysel taşıma daha çok ağırlıktadır. Bu sektörde kullanılan araçlara baktığımızda ülkemizdeki taşımacılık filosu yaşlıdır. Bu da hava kirliliği, düşük verim ve trafik riskine sebep olmaktadır. Sektörümüzün en büyük sorunlarından biri de mesleki bilgilerinin de noksan olmasıdır. Bugüne kadar karayolu ulaştırması sektöründe herhangi bir kriter aranmadığından ötürü var olan bir tecrübesizlik de var. Köyde yaşayan, işi gücü olmayan bir vatandaş tarlasını satıp kamyon alıyor ve ertesi gün taşımacılık yapmaya başlıyor. E sınıfı olan herkes mesleki bilgi ve deneyimine dikkat edilmeksizin bu sektöre dahil edilmiş. Banka kredileri ile kamyon alanlar var. Fiyatların nasıl tespit edileceğini, maliyetlerin nasıl hesaplanacağını, sektörde ileriye yönelik neler yapılabileceğini bilmeyen taşımacılar var.
SEKTÖRE MESLEKİ VE MALİ YETERLİLİK ZORUNLULUĞU GETİRDİK
Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü olarak karayolu taşımacılığı ile ilgili yaptığınız yeni düzenlemeler var mı?
2003 yılına kadar bu durum devam etmiş. Karayolu taşımacılığı sektörünün yıllık 65 milyar TL değerinde pazarı var. Sektörde 750 bin tanesi ağır, 1,5 milyon tanesi hafif olmak üzere 2 milyon 250 bin taşıt var. Yaklaşık 4,5 milyon insanın, aileleri ile birlikte toplam 15 milyon insanın geçimini temin ettiği bir piyasadır. Yıllık 360 milyon insanın yolculuk yaptığı, 1 milyar ton yükün taşındığı bir piyasadır. 2003 yılına kadar kendi kaderine terk edilen Karayolu Ulaştırması sektörünün, doğrudan istihdama katkısının, mesleki saygınlığının, mali yeterliliğinin çeşitli politik nedenlerden dolayı düzenlenmesi mümkün olmamıştır. 2003 yılına bu işe münhasır sadece karayolundaki taşımaları düzenlemek amacıyla karayolu taşımacılığı kanunu çıkarıldı. Karayolu taşımacılığı kanunu ile birlikte 2. düzenlemeler de yapıldı. Karayolu Taşıma Yönetmeliği, Mesleki Yeterlilik Yönetmeliği, Araç Muayeneleri gibi birtakım yönetmelikler de yayınlandı ve yürürlüğe girdi. Karayolları Ulaştırması Genel Müdürlüğü sektörün büyüklüğünü, bu sektördeki yapıyı göze alarak bir takım hedefler belirledi. Bu hedefler; politika üretebilecek kurumsal bir birikim oluşturmayı, güçlü ve verimli işletmeler oluşumuna katkı sağlayacak, kurumsallaşmayı teşvik edecek, atıl kapasiteyi azaltmak için, teknik muayeneleri günümüz şartlarına uygun ve trafik güvenliğine katkı sağlayacak nitelikte yapılması için, haksız rekabetin önlenmesi için hedefler belirledi. Belirlediğimiz bu hedeflere ulaşabilmek için de bir takım ilkelerinizin olması gerekiyor. Biz bu ilkeleri de belirledik. Tüketicinin çıkarlarını korumak, adil rekabet ortamı sağlamak ve korumak, kamu ve özel sektör ayrımını ortadan kaldırmak, hizmet kalite ve standartlarını korumak gibi ilkelerimiz var. Bu hedefler ve ilkeler doğrultusunda 2009 yılı sonuna geldiğimizde sonuç olarak Karayolu Taşıma Kanunu ile bize verilen görevlerde mesleğe giriş şartlarını hayata geçirdik. Yani bu mesleğe girebilmek için mali yeterlilik, mesleki saygınlık ve yeterlilik olması gerekir. Yapılan işin niteliğine ve amacına uygun yetki belgesi şartlarını oluşturmak gerekir. Bir kamyonu olan piyasaya çıkıp ‘Ben taşımacılık yaparım’ diyemez. En az 25 ton yük taşıyabilecek öz malınızın olması lazım, 10 milyar sermayeniz ve mesleki yeterlilik belgenizin olması lazım.
TAŞIMACILIK SEKTÖRÜ VE ARAÇ MUAYENE İSTASYONLARI ARTIK OTOMASYON SİSTEMİNE BAĞLI
Karayolu taşımacılığını düzenlemek amacı ile çıkarılan karayolu taşımacılığı kanunu beraberinde hangi yenilikleri getirdi?
Bu işe münhasır olarak karayolu taşımacılığı kanunu çıkarıldı. Karayolları trafik kanununda değişiklikler yapılarak Ulaştırma Bakanlığı’na dolayısı ile Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü’ne yeni görevler verildi. Bu kanunlara bağlı olarak karayolu yönetmeliğini çıkardı. Araç muayene istasyonlarının açılması ve işletilmesi yönetmeliğini yayınladık. Mesleki yeterlilik, okul servis araçları ve döner sermaye işletme yönetmeliğimizi yayınladık. Geldiğimiz noktada 2009 yılı sonu itibari ile denetlenebilen, ölçülebilen ve kontrol edilebilen bir sektör oluştu artık. Yani artık kaç aracın ne iş yaptığını, kaç kişinin ne tür yetki belgesi olduğunu günlük, anlık olarak takip etmemiz mümkün olabiliyor. Toplam sayılardan biraz bahsetmek gerekirse yurt içi eşya ve yolcu taşımacılığı konusunda 356 bin 749 özel ya da tüzel kişiye yetki belgesi verip ‘Sen bu işi yapabilirsin’ dedik. Uluslararası yolcu veya eşya taşımacılığında 2 bin 480 gerçek veya tüzel kişiyi lisanslandırdık. Eskiden nereye gittiği bilinemeyen, ölçülemeyen durum şimdi artık biliniyor. Bu çalışmaları yaparken Ulaştırma Bakanlığı’nın otomasyon sistemini kurduk. Bu sistemle birlikte Gümrük Müsteşarlığı ile entegre olduk ve sınır kapılarındaki bütün personelimizi çektik. Şimdi gümrük kapılarında bizim işlemimiz takip edilmekle birlikte bir tane personelimiz yok. Yani gümrük ister yerli ister yabancı bir plakayı girdiği zaman otomatikman bizden de bu plakanın yurda girebileceği ya da çıkabileceği konusunda ‘Sinyal alır, çıkamaz’ denildiği zaman, ‘Gümrük işlem yapamaz, giremez’ denildiği zaman girişine müsaade edilmez. Gümrüğün sistemi üzerinden bizim işimizde hallolmuş oluyor. Böylece biz orda hem personel tasarrufunda bulunduk hem de vatandaşı gümrüğe gitme derdinden kurtardık. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü ile de entegre olduk. Eskiden biz işlem yapabilmek için ruhsat fotokopisini isterdik. Şimdi ise ‘Bir fotokopi getir arkadaşım’ diyoruz. Plakasını giriyoruz ve gerekli bilgileri alıyoruz. Ruhsatın hangi arabaya ait olduğu ortaya çıkıyor. Bununla bitmedi. Maliye Bakanlığı ile entegre olduk. Gerçek kişilerin T.C. kimlik numarası ile, tüzel kişilerin ise vergi numarası ile vergi mükellefi olup olmadığını öğreniyoruz. Bu otomasyon sistemi ile birlikte araç muayene istasyonları ile de entegre olduk. Dolayısı ile aracınızın muayene olup olmadığını, hangi değerlere sahip olduğunu ve rapor sonuçlarını buradan görebiliyor ve takip edebiliyoruz. Muayene sorgusunu vatandaşa da açtık. İnsanlar girip kendileri bakabiliyorlar. Bu otomasyon sistemi sayesinde hem kırtasiye masrafı en aza indirildi hem de vakit kaybından kurtuldu. Yine olmazsa olmaz evraklarımız var. O ayrı bir konu. ‘İdare et abi’ devri bitti. Bir genel müdür yardımcısı olarak bile bir şeyi değiştirme imkânımız yok. Ben istesem de aracınızla ilgili bir problem varsa sisteme kayıt edemiyorum. Dolayısı ile kişisel inisiyatifte ortadan kalktı. Biraz önce bahsettiğimiz mesleki yeterlilik konusunu da biz iki türlü çözmeye gayret ettik. Birincisi; daha önceden bu işi yapan kişilere yapmış oldukları işi belgelendirebildikleri takdirde o kişilere belge vermeyi kararlaştırdık. 2003 yılından sonra ise yeni karayolu taşımacılığı kanun ve yönetmeliklerinden dolayı mesleki yeterlilik belgesi ve diğer konular zorunlu hale getirildi. 2003 yılından bu yana bize 1 milyon 640 bin 907 gerçek kişi müracaat etti. Bu kişilerin içinde 1 milyon 608 bin 423 kişi şoför, 32 bin 544 kişi ise firma sahibi olarak bize müracaat bulundu. Dolayısıyla bize yapılan bu müracaatlara binaen bize müracaat edenlerin içinden 200 kişinin bu belgeyi hak etmediğini tespit ettik. 1 milyon 289 bin 183 arkadaşımıza mesleki yeterlilik belgesi verdik. Bu kişilerden 1 milyon 276 bin 1 kişi şoför, 13 bin 182 kişi de firma sahibi olarak mesleki yeterlilik belgesine sahip oldular. 2003 yılından sonra bu işi yapan kişilere de 11 tane sınav yaptık. 210 tane mesleki yeterlilik eğitim kursu açıldı. Biz onları lisanslandırdık. O kurslar eğitim verdi. Bu kurslardan eğitim alan kursiyerlerden 70 bin kişi sınava girdi. Sınava giren kişilerden 49 bin 500 kişi de sınavda başarılı olarak mesleki yeterlilik belgesi almayı hak etti.
HURDA ARAÇLARI PİYASADAN ÇEKİLMESİ, ARAÇ MUAYENELERİ VE SEKTÖRÜN DENETİMİ
Ulaştırma Bakanlığı’nın karayolu taşımacılığı dışında size verdiği görev ve yükümlülüklerden bahseder misiniz?
Bunların dışında Ulaştırma Bakanlığı’nın bize verdiği görevler arasında trafik güvenliği katkı, yol emniyetini sağlamak ve trafikte teknik ve ekonomik ömrünü doldurmuş olan araçların piyasadan çekilmesi gibi birtakım görevlerimiz de var. Bunun için biz teknik ve ekonomik ömrünü doldurmuş araçlardan 1979 model ve öncesi ticari amaçla kullanılan araçların Maliye Bakanlığı ile Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Bey’in görüşmeleri neticesinde çıkartılan kanunla motorlu taşıtlar vergisini, varsa bu araçtan doğan trafik cezasını siliyoruz. Araçları hurdaya teslim etmelerini sağlıyoruz ve ortalama olarak 5 bin 300 lira da para veriyoruz. Bu araçlar ekonomik değil. Onarım giderleri çok fazla ve çevreye yaydığı kirlilikte çok fazladır. Vatandaşı bu dertten kurtardık ve bugüne kadar 17 bin 869 tanesi bize gelip aracını teslim etti ve bunların parasını ödedik. Üstelik bunu devlete ekstra bir külfet olarak değil kendi döner sermayemizden ödüyoruz. Bunların içerisinde 15 bin 258 tane kamyon, 1772 tane otobüs, 602 tane çekici ve 243 tane de tanker makine kimya endüstrisinde fiilen hurdaya çevrildi. Daha önceki araç muayene sisteminde siz ruhsatınızı gönderirdiniz, araç muayenesi yapılırdı ya da kendiniz gittiğinizde sadece sağ sinyal ve sol sinyale bakılırdı. Trafik güvenliği açısından bir tehlike arz edip arz etmediğine bakılmazdı. Biz 81 ilimizde her ilde araç yoğunluğuna ve nüfusuna bağlı olmak üzere 191 sabit, 71 seyyar araç muayene istasyonumuzdan gerçekten araçların muayene edilip başarılı bir şekilde geçiyorsa onaylandığı bir araç muayene sistemine geçtik ve bu istasyonlarda yapılan muayeneleri otomasyon sistemimizden bunları takip edebiliyoruz. Sizin aracınız muayeneye girdikten sonra çeşitli cihazlar kullanılarak kontroller yapılır. Aracın muayenesi bittiğinde muayenede tespit edilen kusurlar ve araca ait diğer bilgiler bize aktarılır. Bugüne kadar muayene tekrarları da dahil olmak üzere 9 milyon 801 bin 857 tane aracı muayene ettik. Birinci muayeneden kalma oranımız yüzde 40, yani her 100 araçtan 40 tanesi serseri mayın gibi aramızda dolaşıyordu. Daha sonraki muayenelerde bu oran yüzde 3’e kadar düştü. Araçların standart muayeneye girmeleri ile birlikte araç tamiri ile uğraşan yerler kendilerine çeki düzen verdi. Sevindirici olan ise vatandaşın can ve mal emniyeti açısından verimli ve kaliteli hizmet verildiğini gördüğü zaman gidip eksiğini gediğini tamamlamasıydı. Bir başka konuda yaptığımız düzenlememelerin sonucunda denetim yapmanız lazım. Bu hususta ağır tonajlı araçların yollara ve trafik güvenliği açısından verdiği zarar yolların bakım ve onarımına ciddi zararlar veriyor. Ortalama standartlara uygun yapılan bir yolun ömrü 22 yıldır. Fakat bu ülkemizde 3,5 yıla düşüyor. Bu nedenle ister istemez o yollar ya yeniden yapılmak zorunda ya da onarım yapılmak zorunda kalıyor. Dolayısı ile biz iki amaçla hareket ettik. Birincisi ağır tonajlı araçların trafik güvenliği yönünden ve yola verdiği zarar yönünden önlenmesi, ikincisi yaptığımız düzenlemelere uygun taşıma yapılıp yapılmadığının kontrolü sabit olan 24 yerde yapılmasıdır. Diğer taraftan da denetimler yapılmaktadır. 2009 yılında 4 milyon 95 bin 882 adet araca denetim yaptık ve bu denetimde kusurlu, noksanlı taşıtlardan 47 bin 341 tane ağır tonajlı olduğu için 72 milyon 460 bin 548 lira idari para cezası kestik. Yine yetki belgesiz olan, belge almadan ya da aldığı belgeye uygun taşıma yapmayan arkadaşlara da 68 milyon 306 bin 149 TL. ceza kestik. Toplam 2009 yılında kestiğimiz ceza 140 milyon 766 bin 697 liradır. Yani eski hesapla 140 trilyon idari para cezası kestik. Bu yıl içerisinde 24 adet olan sabit istasyon sayımızı 80’e çıkarmayı hedefliyoruz ve bunu her sene üstüne ilave etmek sureti ile devam ettireceğiz. Öyle bir duruma geleceğiz ki her ilin girişinde ve çıkışında mutlaka kontrol istasyonlarımız olacak. Hem lisanslandırma konusunda hem araç muayenesinin yapılıp yapılmadığı konusunda hem de ağırlık boyut konusunda denetim yapılacak. Dolayısı ile trafik güvenliği, yol bakım onarımın giderlerinin azaltılması ve bir de lisanslandırma ile ilgili yani haksız rekabetin önlenmesi için denetim yapılacak.