"İstanbul'da tarihi dokuyu muhafaza etmeliyiz"
Genellikle mimari tasarımlar ve tarihi eser restorasyonları yaptıklarını belirten NM Tasarım Yönetim Kurulu Başkanı Naci Melet, tarihi eserlerin restorasyon projelerinde ehil insanlarla çalıştıklarını ifade etti.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

"Ekip ruhu ile çalışıyoruz"

Melet, çalışmaları hakkında şu bilgileri verdi: "Aslında bir müzik orkestrasının şefi gibiyiz. Ekip ruhuyla çalışıyoruz. Eminönü’ndeki Yeni Cami ve Tarihi Arnavut Han’ın restorasyonu ile ilgilenen arkadaşlarımız oldukça tecrübelidir. Bir tarihi eseri restore ederken o tarihi eserin her ayrıntısını sanki kendi canımızdan bir parçaymış gibi hissederek hareket ediyoruz. Mesela tarihi eserin bir parçası kopmuşsa veya herhangi bir yerde bulunamıyorsa biz o parçayı korumaya alıyoruz. Ek parça yapılacak yerler varsa bire bir aynısının olmasına çok dikkat ediyoruz. Yapıda iç kısımlara ekleme yapabiliyoruz ama dış kısımda herhangi bir parça eklenmesine asla izin vermiyoruz. 250 yıllık bina olan Tarihi Arnavut Han'ın restorasyonu ile 3 yıldır uğraşıyoruz. Koruma içgüdüsü ile hareket ettiğimiz için mal sahipleri ve vakıflar aceleci davranıyorlar. Ancak biz hiçbirini dikkate almıyoruz. Restore ettiğimiz tarihi eser sanki bizim evladımızmış gibi restorasyon yapıyoruz. Restorasyon uzmanı değilim ama tarihi eserlerde mümkün mertebe en tecrübeli insanlarla çalışmaya özen gösteriyoruz".

"Sahipsiz tarihi yapılar maalesef art niyetlilerin uğrak yeri oluyor"

Atıl durumda olan tarihi yapıların güçlendirilmesi ve korunması gerektiğini ifade eden Melet, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Atıl durumda olan tarihi yapıları gördüğümüzde bizim de içimiz sızlıyor. Sahipsiz zannedilen birçok tarihi yapı maalesef art niyetli insanların uğrak yeri oluyor. Yasal çerçeve içerisinde restore edilen ve atıl olmaktan çıkan tarihi yapılar devlet bünyesinde lojman olarak tahsis edilebilir, kütüphane olabilir veya başka bir faaliyet için kullanılabilir. Böylece tarihi eserin mal sahibi de yıllardır atıl vaziyette olan tarihi yapıdan gelir elde etmiş olur. Yeter ki, o yapıya dokusu bozulmayacak şekilde bir insan eli değsin ve içinde insanların yaşayacağı bir duruma getirilsin. Tarihi yapılara ancak bu şekilde sahip çıkılabileceğini düşünüyoruz" dedi.

"Süleymaniye Camii, bizim en büyük gururumuz oldu"

Gelecekteki hedeflerinden de bahseden Melet, "Bizim bugüne kadar yaptığımız restorasyon projelerinde en mutlu olduğumuz şey başta Süleymaniye Camii başta olmak üzere tarihi yapıların sahte alkol üretenlerden ve uyuşturucu satanlardan arınmasıdır. Bunun için ne polise ne de savcılığa başvuru yaptık. Sadece işimizi layıkıyla yaptık ve o kötü yolların güzergâhını değiştirdik. Restore ettiğimiz tarihi yapıların yanından yöresinden asla o tip insanlar geçmiyor. Böyle olunca bölgenin dokusu da ister istemez değişiyor. Padişahlarımızın ve evliyalarımızın türbelerinin etrafında alkol içilmemelidir, uyuşturucu satılmamalıdır. Bu bir bilinç meselesidir. Eğer atalarımıza saygınız kalmamışsa her şeyi yaparsınız. Biz yıllarca bunun mücadelesini verdik ve bu bizim en büyük gururumuz oldu" diyerek sözlerini tamamladı.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.