Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
Mezun olduktan hemen sonra 835 konutluk bir kooperatif inşaatında saha mühendisi olarak işe başladım. İlerleyen süreçte aynı kooperatif inşaatına şantiye şefi olarak devam ettim. 1989 yılından sonra üstyapısını şantiye şefi olarak bitirdiğim konutların alt yapı ve çevre düzenlemesi işini bu kez yüklenici olarak tamamladım. Siirt’te askerlik şubesi, Gaziantep’te askeri lojmanlar, Şanlıurfa ilçelerinde hükümet binası, 50 yataklı devlet hastanesi işleri bitirdiğim işlerden bazılarıdır. Şu an Harran Üniversitesi Osmanbey Kampüsü alanının alt yapısını ve yine aynı kampüs alanı içerisinde 600 yataklı Araştırma ve Uygulama hastanesi işini yapmaktayım. TOKİ’de ise aldığım tek iş Ağrı’nın Patnos ilçesindeki 150 yataklı Devlet Hastanesi işidir. Türkiye’nin bu zor coğrafyasında yapımına başladığım bu hastanenin TOKİ’nin yaptırdığı işler arasında da en iyisi olması için gayret ediyoruz.
TÜRKİYE’DE MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ ÇOK KALİTELİ
Bugün Türkiye’de müteahhitliğin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anahtar teslimi şeklinde taahhüt edilen ihalelere Türkiye’deki inşaat sektörünün tamamı henüz adapte olmuş değil. Özellikle TOKİ mantığı olarak tanımladığım, müteahhitlerin fazlaca zorlandığı pursantaj katsayılarının idare lehine konuluyor olması neticesinde ihale bedelinin yüzde 30’larına varan sermayeyi, yüklenici inşaatın bünyesine koymak zorunda kalıyor. Bu sistemi bilerek teklif veren de var, bilmeyerek teklif veren de var. İşte bu nedenle de birçok TOKİ müteahhidinin zor durumda kalmasını ben şahsen buna bağlıyorum. Bu süreç Türkiye’deki inşaat sektörünün yaşaması gereken süreçtir diye düşünüyorum. 3-5 yıl sonra bu sistem yerine tam oturunca yükleniciler kendilerini bu sisteme daha iyi adapte etmiş olacak. Kendi inşaat firması için öngördüğü teklifini daha bilinçli ve kar marjı yüksek teklif vererek kaliteli imalatlar yapabilir duruma gelecektir. Tabii ki bu süreç sancılı ve bir o kadar da dalgalı bir süreçtir. Sektörde tökezleyenler, batanlar olacaktır. Önemli gördüğüm bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Eskisi gibi kar marjı yüksek işlerin olmadığı ve sermayesiz bu işlerin artık yapılamayacağının herkesçe bilinmesidir.
TOKİ HİZMET YELPAZESİNİ GENİŞLETEBİLİR
TOKİ’nin çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
TOKİ Türkiye’de önemli bir yatırım ağı başlattı ve bunu da başarı ile devam ettiriyor. Bence bundan sonra TOKİ, Türkiye’nin ihtiyaç duyabildiği her alanda aktif olacaktır. TOKİ bugün konut dışında okul, hastane, karakol, cami, spor merkezleri ve ticaret merkezleri de inşa ediyor. Önümüzdeki yıllarda TOKİ bu tecrübesini daha farklı inşaat yapılarında da değerlendirebilir. Mesela TOKİ konut ve sosyal donatı işlerinin yanı sıra organize sanayi bölgeleri, terminaller, havaalanları ve üniversiteler de inşa edebilir. Ayrıca TOKİ Türkiye’de bulunan bütün tarihi eserlerin restorasyonunu yapabilir ve Türkiye’nin birçok bölgesinde tarihi dokuyu bozmayacak şekilde yeni yapılar da inşa edebilir. Böylece TOKİ hizmet yelpazesini daha da genişletmiş olacaktır.
ÖDENEĞİ HAZIR OLAN YATIRIMLAR İHALE EDİLİYOR
Türkiye’de yıllardır kangren haline gelmiş yatırımların kısa bir zaman içerisinde bitirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de artık ödeneği hazır olan yatırımlar ihale ediliyor ve kısa sürede bitirilmeye çalışılıyor. Müteahhitler de kendilerini buna göre yapılandırıyor. Böylece devlet 10 yılda yapılacak 100 yatırım yerine her yıl 10 yatırımı tamamlayarak hem yapım sıkıntılarını minimuma indiriyor hem de yeni yatırımlar için ödenek oluşturuyor. Bizim firmamız bugüne kadar kar marjı yüksek ancak yapım süresi uzun olan işler yaptı. Bana göre doğru olan kar marjı düşük dahi olsa kısa sürede bitirilen işler yüklenicilerin lehinedir.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.