Öncelikle bize firmanızı tanıtır mısınız?
Biz 30 yıldır fiilen taahhüt işleri yapıyoruz. 2004 yılında Öz Karakaya İnşaat’ı kurduk. Öz Karakaya İnşaat bir aile firmasıdır. Daha önceki yıllarda Türkiye Kömür İşletmeleri’ne dekapaj işleri yaptık. Bayburt’ta, Erzincan Çayırlı’da ve Erzincan Çamurdere’de yapmış olduğumuz gölet inşaatlarımız var. Şu anda devam eden işlerimiz arasında bulunan Mahmudiye Göleti ve Sulaması projesinin 2010 yılı Ağustos ayında ihalesini aldık. 2010 yılı sonunda inşaatını yapmaya başladık. Projenin inşaatı devam ediyor. 2013 yılının Eylül ayında projemizi bitirip teslim edeceğiz. Eğer ödenek olursa 2011 yılı sonunda bitirmek istiyoruz.
KANGREN OLMUŞ İŞLERİN SEBEBİ 2886 SAYILI İHALE KANUNUDUR
Türkiye’de yıllardır kangren hale gelmiş DSİ projelerinin kısa bir zaman içerisinde bitirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Önceki yıllarda 2886 sayılı ihale kanunu vardı. Halen o yasa ile 20 senedir iş yapanlar var. Bu projelerde belirli zaman aralıklarında keşif artışı yapılıyor ve projenin bitiş süresi uzuyor. Şu anda ise 4734 sayılı ihale kanunu var. Bu ihale kanunu gerçekten çok şeffaf ve açık bir ihale kanunudur. İhale edilen projede kazı, dolgu ve diğer metrajlar belirleniyor. İhaleye katılan firmalar da bu metrajlara göre fiyat veriyor. İşlerin ödeneği de biliniyor. Eski yıllara nazaran ödenek sıkıntısı olmadığı için işler de daha kısa sürede ve sağlıklı bir şekilde bitiriliyor. İşini doğru ve düzgün bir şekilde yapan bir firma ödenek sıkıntısı yaşamıyor.
İHALELERDE YÜKSEK TENZİLATLAR UYGULANMAMALI
Kamu ihale sistemi ile ilgili neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’de kamu ihalelerinde düşük fiyata verilen işler ekipmanı güçlü olmayan müteahhit arkadaşlara zarar veriyor. Ekipmanı güçlü olan firmalar az da olsa düşük fiyata aldığı işlerden kâr edebiliyor. Burada devletin de çıkarlarını koruması söz konusudur. Önceki yıllarda ihalelerde ortalama bir sistem vardı. Şimdi yine ortalama sisteme yakın bir sistem var ama ihalelerde maalesef tenzilat halen uygulanabiliyor.
YAĞMUR VE KAR SULARI GÖLETLERDE TOPLANACAK
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ‘1000 günde 1000 gölet’ projesi ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de akarsuların büyük bir bölümü denize akıyor. Ayrıca küçük vadilerin ve dağların eteklerinde meydana gelen yağmur ve kar yağışlarından dolayı oluşan birikmiş sular da küçük dereler haline gelip yine denizlere akıyor. Şimdi bu oluşan küçük derelerdeki sular bir gölet haline getirilmeye çalışılıyor. Çünkü biriken sular bir köyü dahi sulayabilir. Bu suların boşa akıtılması istenmiyor. Bu projenin amacı ülkemize düşen her damla yağmur suyunun bir gölette toplanmasıdır. Bu bakımdan ‘1000 günde 1000 gölet’ projesi bence çok güzel bir projedir. ‘1000 günde 1000 gölet’ projesi DSİ Genel Müdürlüğü’ne ve DSİ Bölge Müdürlükleri’ne yeni bir heyecan getirdi. Bölge Müdürleri arasında tatlı bir rekabete sebep oldu. Şu anda Türkiye’nin her yerinde gölet projeleri hayata geçirildi. Bu projeler sonlandırıldığı zaman ülkemize düşen her damla yağmur ve kar suyu o göletlerde toplanacak. Sular derelerden nehirlere, nehirlerden denize hiçbir işe yaramadan akıp gidemeyecek. Bu projelerle hem içme suyu hem sulama layıkıyla yapılacak. Bundan da vatandaşlarımız en üst seviyede istifade edecektir. Her ne kadar büyük proje de olsa maalesef geç kalınmış bir projedir. Çok önce yapılması gereken bir projeydi. Fakat şükürler olsun ki; işi bilen, işin ehli olan Sayın Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu Bey bu çıkışı ile Cumhuriyet tarihine tarihi bir proje ile imzasını atmış oldu. Ne kadar teşekkür etsek azdır. Ben Çevre ve Orman Bakanlığı’nın ve DSİ Genel Müdürlüğü’nün bu projeyi başarabileceğine inanıyorum.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.