Cezayir'de müteahhidler desteklenmeli
Özka İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nuri Kaysı, Türk müteahhidlerinin Cezayir'de vize, uluslar arası rekabet ve teminat mektubu problemlerinin çözümü için devlet desteğine ihtiyaç duyduklarını belirterek; 'Devlet desteği ile Türk müteahhitleri olarak Cezayir'de daha büyük başarılara imza atabiliriz' dedi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Öncelikle bize kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?

Adım Osman Nuri Kaysı. 1976 yılında Ankara Devlet Mimarlık Mühendislik Yüksek Okulu’ndan inşaat mühendisi olarak mezun oldum. Özka İnşaat’ın ortaklarındanım. Ortağım Halil Orhan Özbay Bey de benimle birlikte aynı okuldan mezun olmuş birisidir. 1989 yılında beraber Özka İnşaat’ı kurduk. 1989 yılından bu yana özel işlerimiz, altyapı, üstyapı ve devlet taahhüt işlerimiz oldu. Yurtdışında da işlerimiz var. Bugüne kadar üstyapı olarak 2000 yılı öncesinde Emlak Bankası’nın alışveriş merkezleri, Milli Eğitim Bakanlığı’nın EFİKAP projeleri, ticaret merkezleri, yap-sat konutlar inşa ettiğimiz belli başlı projelerdir. 2000 yılında Gaziantep Devlet Hastanesi Ek Bina inşaatını yaptık. En son DSİ 17. Bölge Müdürlüğü’nün uhdesinde inşa ettiğimiz altyapı projesi Bitlis Hizan Koçluköy Göleti ve Sulaması İnşaatı’dır.

TARIM DEVRİMİ İÇİN KÖYLÜLER BİLİNÇLENDİRİLMELİ

Sulama projelerinin tarımsal anlamdaki önemini anlatabilir misiniz?

‘Su demek bereket demektir’ derler ama suyun aynı zamanda bilinçli kullanılması gerekir. Fazla sulanan arazilerin verimini yitirdiğini de unutmamalıyız. Bunun bir örneği Çukurova’da yaşandı. Şu anda Şanlıurfa’daki Harran Ovası’nda da aynı konu gündeme geldi. Yıllarca eski sulama sistemine göre tarlalarını sulayan köylüler yeni sulama sistemlerine alışamayabilir. Bu konuda devletin tarım devrimini gerçekleştirebilmesi için bilinçlendirme anlamında bölgedeki köylülere eğitimler vermesi ve işadamlarının da bu doğrultuda müspet yatırımlar yapması gerekiyor. Aksi takdirde oluşacak olan su kayıplarını önleyemeyiz. Büyük arazilerin çok verimli olduğunu düşünmek de yanlıştır. Halbuki küçük tarımsal araziler de bilinçli sulama yapıldığı takdirde verimini arttırabilir. Su bence petrolden de önemlidir. Dünyada değişen iklim yapılarından dolayı her geçen gün içme suyu ve sulama ihtiyacı artıyor. Bizim dolayısıyla su kaynaklarımızı da çok iyi muhafaza etmemiz gerekiyor. DSİ’nin bu anlamda başlattığı ‘1000 günde 1000 gölet’ projesini çok isabetli buluyoruz. Çünkü boşa akan suyun hiç kimseye faydası yok. Ancak bu sular bir yerde toplanabilir ve enerjide, içme suyunda ve sulamada kullanılırsa faydalı olur.

ÇED’E VERİLEN ÖNEM ZEMİN ETÜDÜNE VERİLMELİ

Kamu ihale sistemi ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Müteahhitlik sektörü son yıllarda büyük aşamalar kaydetti. Önceden yeterlilik belgesi, iş bitirme belgesi gibi belgeler müteahhitlerden istenmiyordu. Bu bir bakıma çantacı müteahhitlerin oluşmasına sebep olmuştu. O dönemlerde elinde bir çanta ile müteahhitlik yapanlar daha sonra iflas ettiler. Çünkü müteahhitlik süreklilik gerektiren bir organizasyondur. Yeni ihale yasaları ile birlikte müteahhitlik kriterleri ağırlaştırıldı. Bununla birlikte orta ölçekli müteahhitlerin de iş alma kabiliyeti kalmadı. Artık işler ve rakamlar büyüdü. Yeni kriterleri finansal açıdan her firma yerine getiremiyor. Dolayısıyla müteahhit camiasında çok büyük firmalar ve o firmalara yakın büyüklükte olan firmalar iş alabiliyor. Bu da ihalelerde tekelleşme olmasına sebep oluyor. Her kamu kuruluşu ihaleleri kendi birim fiyatları ile hazırlayarak bir keşif bedeli belirliyor. Bu sistem dünyanın birçok yerinde belirlenen fiyatın üstüne yakın teklifler verilebilecek şekilde düzenleniyor. Yani belirlenen fiyatın altında teklif verilemiyor. Dolayısıyla ülkemizde de kamu kuruluşları şaibeye sebebiyet vermemek için birim fiyatlarını çok iyi tespit etmeli ve bunu gizlemelidir. İhalelerde yaşanan bir diğer sıkıntı da altyapı projelerinde zemin etüdü çalışmalarının yüklenici firma tarafından yapılmasıdır. Elbette projeler hazırlanmadan önce zemin etütleri yapılıyor. Fakat bu yapılan zemin etütlerinin ne kadar sağlıklı olduğu arazi kazıldığında ortaya çıkıyor. Yani projelerde ÇED’e verilen önem zemin etüdüne verilse işler daha sağlıklı olur.

ÇİN KADAR OLAMADIK

Son olarak yurtdışı çalışmalarınızdan da bahsedebilir misiniz?

2005 yılında sonra yurtdışına açıldık. Libya, Rusya ve Cezayir’de temaslarımız oldu. Bunun akabinde Cezayir’de bazı işler aldık. Cezayir’de 2500 konutluk bir iş ve bir üniversite inşaatının ihalesini kazandık. Cezayir’de konut inşa ederken önce üstyapı inşa ediliyor, sonra altyapı inşa ediliyor. Bizim Türkiye’de TOKİ’nin yaptığı gibi değil. Altyapısı tamamlanmadığı için anahtar teslimi yapılamayan çok sayıda proje var. Biz Cezayir’deki devlet kurumuna inşa edeceğimiz konutların altyapısını inşa etmek için bir öneride bulunduk. Önerimizi kabul ettiler. Biz de 2500 konutu altyapısı ve sosyal donatısıyla birlikte bitirip teslim ettik. Moritanya Cumhurbaşkanı Cezayir’e ziyarete geldiğinde bizim şantiyemizi ziyaret etmişti ve biz de çok gururlanmıştık. Cezayir bu başarımızdan dolayı bizim de aralarında yer aldığımız Türk müteahhitlerine toplam 30 bin konutluk işleri ihalesiz verdi. Türk müteahhitleri Cezayir’e Türkiye’den çok sayıda işçi götürüyor. Fakat orada sigortalı çalışan işçinin sigortası Türkiye’de geçerli olmuyor. Türkiye’deki bankalar Cezayir’deki işlere teminat mektubu veremiyor. Aynı zamanda Cezayir’de kotalı bir vize sistemi var. Bu anlamda Çin ile rekabet edemez duruma geldik. Çünkü Çinli müteahhitlere devletlerinden tam destek var. Teminat mektubu sıkıntıları yok. Devlet bankaları arkalarında ve ihalelerde Çinli müteahhitler ile boy ölçüşmemiz mümkün değil. Ayda 20 dolara işçi çalıştırıyorlar ve Cezayir Hükümeti ile anlaşmalı olduğu için ülkeye çok sayıda işçi getirebiliyorlar. Bu çalışan işçiler arasında kaçak olan da var, mahkum olan da var. Fakat biz deneyimli mühendisimizi Cezayir’e getirirken bile çok güçlük çekiyoruz. Bütün bu konularla ilgili Türkiye Cumhuriyeti adına Başbakanımız ve Sanayi Bakanımız Cezayir Hükümeti ile görüşmeler yapacak. Biz bu sorunun çözüleceğine inanıyoruz. Devlet desteği ile Türk müteahhitleri olarak Cezayir’de daha büyük başarılara imza atabiliriz.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.