Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
1965 Diyarbakır doğumluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunuyum. 1991 yılında başladığım mimarlık ve mühendislik işlerinin yanında müteahhitlik de yapmaktayım. Diyarbakır’da müteahhitlik dışında istihdama yönelik yatırımlarımız da var. Bunlardan bir tanesi de Diyarbakır ve çevresinin en büyük alışveriş merkezi olan Babil Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni 2007 yılında hizmete açtık.
TÜRKİYE'DE MÜTEAHHİTLİK ÇOK RİSKLİ
Devletten almış olduğunuz taahhütlü işlerinizden bize bahseder misiniz?
Müteahhitlik mesleği Türkiye’de çok büyük risk taşıyan bir meslektir. Özellikle ihale sisteminin değişmesiyle müteahhitlik mesleği risk altına girdi. Sürekli krizlerle karşı karşıya olan bir ülke olduğumuz için anahtar teslimi işlerde risk daha fazla olmaktadır. Global kriz ile bu risk daha da büyüdü. Müteahhitler aldıkları devlet taahhüt işlerindeki ödemelerde sıkıntı olmayacağına güvenerek iş aldıkları için ödemelerde yaşanan sıkıntılar müteahhitleri çok zor durumda bırakır ve niyahatinde son 3 ayda çok zor durumda da bıraktı. Biz PAKT İnşaat olarak TOKİ’ye taahhüt işleri yapmaktayız. Toplam yaklaşık 500.000 m2’lik 273.000.000 TL değerinde TOKİ’ye iş yapmaktayız. İşlerimizin birçoğunda TOKİ Başkanı Erdoğan BAYRAKTAR Bey’den ve Başbakanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Bey’den plaketler aldık.
TOKİ TÜRK MÜTEAHHİTLERİNE YURTDIŞINDA ÖNCÜLÜK ETMELİ
TOKİ’nin yurtdışında Türk müteahhitlerini temsil etmesini ister misiniz?
TOKİ konut üretiminde Türkiye’de ve dünyada örnek bir kuruluş oldu. TOKİ çok hızlı bir şekilde çok sağlam konutlar yapıyor. Bu da özel konut sektörüne hem büyük bir darbe hem de güzel bir örnek oldu. Çünkü TOKİ konut üretimine çok güzel standartlar getirdi. Yap-sat konut yapan müteahhitler bu standartlara zor alıştı. Şimdi ise yap-sat konut yapan müteahhitler de kendilerine çeki düzen vermeye başladı. Bu da TOKİ’nin örnek şehircilik anlayışından kaynaklanıyor. TOKİ bu hizmet anlayışını bütün dünyaya yayabilir. Özellikle şu anda Gazze’nin bu yatırımlara çok ihtiyacı var. Son zamanlarda yaşanan savaşla beraber Gazze’nin imar anlamında 1.5 milyar dolarlık bir zarara uğradığı söyleniyor. Dünya ülkelerinin ve Türkiye’nin yardım amaçlı topladığı paralarla TOKİ ve Türk müteahhitleri Gazze’yi örnek bir şekilde tekrar inşa etmeye talip olmalıdır. TOKİ dünyadaki konut açığını gidermek için Türk müteahhitlerine öncü olmalıdır. Bize yurtdışından bu konuda çok teklif geliyor ama TOKİ’nin ana müteahhit, müteahhitlerin de alt taşeron olduğu bir sistemle çok büyük işlerin yapılabilineceği kanaatindeyim.
TÜRK MÜTEAHHİTLERİ KENDİNİ GELİŞTİRDİ
Türk müteahhitleri dünya müteahhitlerini kıyaslarsanız neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de son yıllarda her alanda çok büyük projeler yapılıyor. Bu projelerin hiçbirinde artık yabancı mühendis ve müteahhit yok. Bu da Türk müteahhitlerinin ve mühendislerinin geliştiğini göstermektedir. Bizim üniversite okuduğumuz yıllarda Türkiye’de inşa edilen birçok projede çoğunlukla yabancı (Alman veya İtalyan) mühendisler olurdu ve yabancı teknoloji kullanılırdı. Şimdiki projelerde ise tamamen yerli mühendis ve yerli teknoloji ile işler yapılmaktadır. Artık yurtdışında Türk müteahhitleri tercih edilmeye başlandı. Türk müteahhitleri ise çalışmak istedikleri ülkeleri tercih ediyor. Çünkü müteahhitlik sektöründe en önemli konu güvendir. Türk müteahhitleri güvenemedikleri ülkelerde iş yapmak istemiyor.
TOKİ ÖDEME PLANLARINI DÜZENLİ YAPMALI
TOKİ’nin krizden etkilenmemesi için ne gibi önlemler alması gerekir?
TOKİ ihaleye çıkaracağı işler ile ilgili ödemeleri çok net bir şekilde belirtmelidir. Her ay belirli bir bedel üzerinden ödeme yapmalı ve müteahhitler de bu ödemelere göre piyasaya borçlanmalıdır. Aksi takdirde TOKİ ödemelerini geciktirdiği zaman piyasada sıkıntı oluyor. TOKİ eğer ödeme planlarını net bir şekilde düzenlerse devlet de müteahhit de krizden etkilenmez. Şimdi ne yazık ki kamu ihale sisteminden ve ödemelerden de kaynaklanan sebeplerden dolayı TOKİ müteahhitleri piyasada iyi anılmamaya başladı.
BÜROKRASİ YATIRIMLARI DESTEKLEMELİ
Gelecekteki hedefleriniz nelerdir?
Biz Diyarbakır’da 25 milyon dolar değerinde tamamen öz kaynağımızla bir alışveriş merkezi yaptık. Bu alışveriş merkezinde 870 kişi olmak üzere tamamı sigortalı olarak mağazalarda çalışıyor. Biz babamızdan bunu gördük. Hiçbir zaman böbürlenmedik ve para bizi değiştirmedi. Doğduğumuz yeri unutmadık. Yine Diyarbakır’da içinde hastane, otel ve alışveriş merkezi olacak 120 milyon dolarlık bir yatırım projemiz var. Ancak bürokrasinin çıkarttığı problemler bizi o kadar bunalttı ki yatırımdan vazgeçtik.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.