ENERJİ YATIRIMLARI DA YAPACAĞIZ
Öncelikle bize firmanızı tanıtır mısınız?
1976 yılından bu yana Polisan Holding’de görev yapmaktayım. 2004 yılında holdingin CEO’su oldum ve o tarihten itibaren görevime devam etmekteyim. Polisan Holding, kurucumuz Necmettin BİTLİS Bey’in girişimleri ile ilk olarak tekstil sektörüne girerek sanayi macerasına başlamış. Daha sonra 1963 yılında kimya sanayiine girilmiş; boya ve tutkal kimyasalları üzerine, 1965 yılında da ağaç sanayii konusunda yatırımlar yaparak faaliyetine devam etmiştir. İnşaat konusunda da faaliyetlerimiz devam ederken, sağlık ve enerji alanlarında da yatırım çalışmalarımız mevcuttur.
DÜNYA STANDARTLARINDA ÜRETİM YAPIYORUZ
Türkiye’deki boya sanayi hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye’de kişi başına düşen yıllık boya kullanımı 6-7 kg. iken Avrupa’da bu oran 20-25 kg dolayına ulaşmıştır. Ülkemizin milli gelir artışına paralel olarak boya kullanımının da artacağını düşünmekteyiz. Polisan olarak uzun yıllardan beri kimya sektöründe faaliyet göstermekteyiz. Bu da son derece geniş bir bilgi birikiminin oluşmasını sağlamıştır. Bu birikimin verdiği güç sayesinde kalite olarak dünya standartlarında üretim yapabilmekteyiz. Bu sayede dünyadaki bütün ülkelerle boya kalitesi üzerine yarışabilecek durumdayız.
ŞEHİRLERE ESTETİK KİMLİKLER KAZANDIRILMALI
Türkiye’de yapılara uygulanan çağdaş mantolama sisteminden bahseder misiniz?
Yerel yönetimlerin şehirlerin estetik yönünü güçlendirme konusunda yetkileri bulunmaktadır. Belediyelerin yapıların dış cephelerinin 5 yılda bir yenilemesi yönünde bir yaptırım imkanı var. Ancak bu ekonomik ve politik nedenlerden dolayı henüz etkili bir şekilde uygulanamamaktadır. Bence şehirlere estetik bir kimlik kazandırılmalıdır. Dış cephelerin, şehir kimliğine paralel olarak boyanması da bu anlamda son derece önemlidir. Ancak günümüzde bu konuda yeterince güçlü bir yaptırım malesef bulunmamaktadır. Bu konuya ilave olarak mantolamadan da bahsedebiliriz. Özellikle enerji darboğazlığının yaşandığı ve bunun sonucu olarak tüketici maliyetlerinin sürekli yükseldiği bir dönemde yaşıyoruz. Bu sebepten dolayı bir enerji politikası olarak mantolama sistemlerinin zorunlu kılınması son derece önemlidir. Bunu zorunlu kılarken de tüketiciye cazip ödeme imkanları sunarak daha aydınlık yarınları yaratabiliz.
CİROMUZU 5 YILDA 500 MİLYON DOLARA ÇIKARACAĞIZ
Gelecekteki hedefleriniz nelerdir?
Son yıllarda inşaat sektöründe büyük atılımlar yapıldı. İnşaat sektörünün durgunlaştığı dönemde bile bizim inşaat grubumuz %20 oranında büyüme sağladı. Bunun yanında yenileme pazarı diye tabir ettiğimiz mevcut konutların boyanması konusunda da faaliyetlerimiz son derece etkindir. Tüketici beklentilerini anlamaya yönelik yaptığımız çalışmaları, güçlü Ar-Ge yapımızla birleştirip Polisan’ın öncü konumunu sağlamlaştırmaktayız. Bu felsefe ile yaklaştığımızda boya işimizi önümüzdeki 5 yılda daha da büyütmeyi planlıyoruz. Diğer faaliyet alanlarımızla birlikte, hedefimiz Polisan Holding’in cirosunu 5 yıl içerisinde 500 milyon dolar düzeyine ulaştırmaktır.
BÜROKRASİ KÖSTEK DEĞİL DESTEK OLMALI
Devletten beklentileriniz nelerdir?
Mesleğimiz gereği Türkiye’nin birçok yerine iş amaçlı seyahatler yapıyoruz. Gözlemlerimiz sonrasında yaptığımız çıkarımlar; Türkiye’nin tarihsel, kültürel ve ekonomik olarak mozaik bir ülke olduğu yönündedir. Yerel yönetimler bölgelerinin nüfus oranlarını ve bu mozaik yapının gerçeklerini çok kapsamlı bir şekilde analiz etmeli ve orta uzun vadeli gelişme planlarını ortaya koymalıdır. Diğer bir deyişle yörenin dinamikleri dikkate alınarak bölgesel kalkınma planları oluşturulmalı ve bölgesel kalkınma seferberliktelikleri başlatılmalıdır. Bu çalışmaların sonucunda ülkemizin topyekün kalkınması anlamını taşımaktadır. Polisan olarak biz yurtdışında aktif olan bir firma olarak yurtiçinde de daha büyük yatırımlar yapmak istiyoruz. Biz devletimizden kaynak anlamında bir destek beklentisi içerisinde değiliz. Sadece ülkemizde bürokrasisinin, yatırımların hızlanması için işadamlarına destek olmasını istiyor ve bürokratik engellerin yatırımlarımızı aksatmamasını istiyoruz. Çünkü yurtiçinde yatırım yapamayan bir girişimci yurtdışına açılamaz. Türkiye’nin yurtdışına açılımı rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL Bey ile başladı. O dönemde kambiyo rejiminde alınmış cesur kararlar günümüzde geldiğimiz noktanın alt yapısını oluşturmuştur. Son dönemlerde yeni hükümetin dış ticaret konusunda yaptığı çalışmalar da ülkemizin kalkınmasında önemli bir rol oynamıştır. 1980’li yılların sonunda başlayıp günümüze kadar gelinen süreçte alınan kararlar ve anayasada yapılan değişiklikler sayesinde bugün Türk işadamları yurtiçinde ve yurtdışında birçok başarılı çalışmalara imza atıyor. Bürokrasi de bu gelişime paralel olarak hem teknolojik olarak hem de anlayış olarak çağa ayak uydurmak zorundadır. Devlet, hem vatandaşın istihdamı hem de ülke ekonomisinin güçlenmesi için özellikle imalatçı ve üretken işadamlarına destek olmalıdır.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.