Şentürkler Grup'un faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
Şentürkler Grup'un ana lokomotif işi otomotiv sektörüdür. Bursa'da Kia, Suzuki, Karsan, Isuzu, Ford ve Hyundai bayiliklerimiz var. Bu işler küçük ölçekli işlerdir. Büyümek istesen de belli bir noktadan öteye geçemeyeceğiniz işlerdir. Plazayı inşa edip, servisi oluşturup satış ekibini de kurduğunuz zaman çark kendi kendine döner. Bugüne kadar biriken sermayemizle yatırım yapmak istedik ve gittikçe büyüyen bir sektör olan inşaat sektörünü seçtik. TOKİ'den Bursa Yıldırım Akçağlayan'da 774 dairelik bir iş aldık. Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden Uludağ'da mevcut teleferiğin yıkılıp yerine daha modern bir teleferik inşa edilmesi işini aldık. Bu işimiz 30 yıllığına Yap-İşlet-Devret modelli bir projedir. Eylül ayında temelini atacağız. İnşaat sektörü daha yöresel bir sektördür. Biz bunun için de gerekli altyapımızı önceden oluşturmuştuk. 1990 yılından bu yana küçük çaplı inşaatlar yapıyorduk. Bursa'daki oto bayiliklerimizin inşaatı ve eşe dosta fabrika inşaatları yaptık. Bizim taş ocaklarımız, kum ocaklarımız, parke üretim tesislerimiz ve yeterli sayıda iş makinelerimiz var. TOKİ'den aldığımız Bursa Yıldırım Akçağlayan'daki 774 adet konut yapımı işimizde hızlı çalışma modeli geliştirdik. O arazi önceden tinercilerin gezdiği harabe bir yerdi. Şimdi ise kentsel dönüşüm çerçevesi içerisinde sosyal bir yaşam alanı olacak. Proje kapsamında Bursa'nın özgün mimarisini yansıtan 1+1, 2+1, 3+1 ve villa tipi olmak üzere bahçeli evler inşa edilecek. Konutların yapımında tünel kalıp tekniği kullanıyoruz. Uludağ'ın eteğinde ve eşsiz ova manzarasına hakim bir bölgede inşa edilen konutlar 2008 yılı içerisinde sahiplerine teslim edilecek. Proje kapsamında sosyal tesis, sağlık ocağı, kreş, kahve, hanımlar kahvesi, bakkal, berber ve camii gibi sosyal donatı alanları da yapılacak.
Devletimiz destek verdiği zaman Türk müteahhitleri canı pahasına da olsa yurtdışında iş yapmaya gider
TOKİ'nin yurtdışında da konut yaptırmasını isteyen işadamları var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
TOKİ, Türkiye'deki müteahhitlik anlayışını değiştirmiştir ve müteahhitliğe farklı bir profil getirmiştir. Bunun da bazı faydaları olmuştur. Bugüne kadar konut sahibi olamayan insanlar aldıkları maaşın yarı ücretine kira öder gibi ev sahibi olabiliyor. Bunun yanında kaçak yapılaşma önleniyor. Böylesine düzenli çalışan bir devlet kuruluşunun yurtdışında da müteahhidine güvence vermesini isterim. Önceki yıllarda Orta Asya'da, Dubai'de, Suudi Arabistan'da iş yapan müteahhit arkadaşlarımız oldu. Yurtdışında iş yapmanın da bazı ağır yükümlülükleri var. Devletin müteahhide parasını geç ödemesi, işçi çalıştırma sıkıntısı gibi bazı sorunlar var. Bu gibi sorunlar aşılıp devletimiz de müteahhidine destek verdiği zaman Türk müteahhitleri canı pahasına da olsa yurtdışında iş yapmaya gider. Türkiye günden güne dünyaya entegre olan bir ülkedir. Yabancı sermayelerin ülkemize yatırım yapmasından rahatsız olan kesimlerin Türk işadamlarının da yurtdışında iş yaptıklarını gözlemlemeleri gerekir. Bu homojen bir olgudur. Türkiye'deki işadamları yurtdışına gidip ülkeye döviz getiriyor, biz de bu dövizden istifade ediyoruz. Bırakalım Avrupa'lı işadamları da ülkemize gelip yatırım yapsın. Yani kendi kabuğuna çekilip pısırık gibi yaşamak bugüne kadar kimseye fayda sağlamadı. Ben bunu bir gün basın mensuplarının da bulunduğu bir toplantıda anlattım. Herkes "Ülkemiz çok borçlandı, felaket kapıda" derken ben "Arkadaşlar borçlu bir zengin mi yoksa borçsuz bir fakir mi olmak istersiniz" dediğimde herkes "Tabii ki borçlu bir zengin olmak isteriz" dedi. O zaman niye boş yere kıvranıyoruz? Önceki yıllarda insanlar bir paket yabancı sigaraya özeniyordu. Hatta bu insanı illegalliğe sürüklüyordu. Bir paket sigarayı kaçak yollardan elde etmenin yollarını arıyorduk. Şimdi ise dünyanın her yerindeki ürün ve malzemeleri çok rahat bir şekilde temin edebiliyoruz. Bu gerçekten büyük bir nimettir. Tabii bunun bir entegrasyon bedeli olacaktır. Bunu da zamanla aşacağımıza inanıyorum. Çünkü Türkiye yakın zamanda dünyaya tamamen entegre olacaktır. Bugün Almanya ve Hollanda'daki iş dünyasının yarısı Türk'tür. Hükümetimiz bu konuda 3 tane ülke ile anlaşma yapsa Türkiye'de işsiz kalmaz. Bizim insanımız farklı bir değere sahiptir. İmkan verildiği zaman Türk insanının yapamayacağı şey yoktur. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'daki kürt vatandaşlarımızın ülkemize bağlılığını sağlamış değerli bir şahsiyettir. Bunu şu anki hükümetimiz de yapmaktadır. Ben hükümetimizin en çok bu yönünü takdir ediyorum. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut ÖZAL'ı da bu konuda çok eleştirirlerdi. Fakat rahmetli Turgut Özal'ı anlayamadık. Onu anlamak bile bir olgudur. Türkiye'de bugüne kadar 3 tane liderimiz anlaşılamadan vefat etmiştir. Bu liderler; Mustafa Kemal Atatürk, Adnan Menderes ve Turgut Özal'dır. Şimdi de aynı eleştirilere Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey maruz kalmaktadır. Başbakanımızı da sığ düşünceli bazı siyasiler "Yahu hep yurtdışına gidiyor, uçağa çok biniyor" diye eleştiriyorlar. Fakat Başbakanımızın ülkemize katkılarını hiç düşünmezler. Durmadan "Ülke elden gidiyor" diye felaket senaryoları yazıyorlar. Bu yüzden ben Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey'in 5 yıl önceki resmine, bir de şimdiki haline baktığım zaman "Allah beni bu ülkeye Başbakan yapmasın. Başbakanımıza da Allah kolaylık versin" diyorum.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.