DSİ'nin sulama projeleri hayati önemde
Türkiye'nin dört bir yanında önemli yatırımlara imza atan kamu müteahhitleri, DSİ'nin sulama projelerinin tarımsal anlamda hayati önem arz ettiğini vurguladılar. Bu projelerin acilen tamamlanması gerektiğinin altını çizdiler.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Ülke genelinde dev projeler hayata geçiren kamu müteahhitlerinden her platformda sulama yatırımlarının devam etmesi çağrısı geldi. Seza İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sezai Açık, "Su hayattır. Türkiye bir tarım ülkesidir. Pandemide tarımın önemi ortaya çıktı. Dünyanın geleceğinin de tarıma bağlı olduğu anlaşıldı. Şu an birçok tarımsal gıdayı yurt dışından ithal ediyoruz. Biz önceden ülke olarak yurtdışına et ihraç ederdik, şimdi et ithal ediyoruz. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de su kıtlığı var. Su kaynaklarımızı israf etmeden kullanmalıyız ve tarımı yeniden canlandırmalıyız. Üretemediğimiz tarımsal gıdaları yurt dışından ithal ettiğimiz müddetçe yüksek enflasyonun önüne geçemeyiz. Avrupa'da etin kilosu 10 Euro iken Türkiye'de etin kilosu 20 Euro'ya tekabül ediyor. Tarıma yapılan yatırım parayla ölçülmez. Çünkü dünyadaki bütün insanlar toprağa muhtaçtır. Tarımdan başka çaremiz yok. Konya ve Şanlıurfa'da su sıkıntısı belirginleşmeye başladı. Türkiye'de sulama projeleri acilen bitirilmelidir. Muş Ovası Pompaj Sulaması 1. Kısım projesi bittiği takdirde kendisini en geç 5 yıl içerisinde amorti edebilir. Hatta ömür boyu bölgenin kalkınmasına ve göç almasına imkân sağlar. Devletimiz yatırım yaparken bunu mutlaka düşünmüştür" dedi.

Büyük rakamlardan tasarruf edilmeli

VSL İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Çağrıbay da hükümetin tasarruf tedbirlerinin Türkiye için faydalı olacağını dile getirdi ve şunları kaydetti: "Burada amaç, ekonomiyi düzeltmek ve vatandaşı refaha erdirmektir. Faiz oranları dengelendi ama bizim gibi orta ölçekli firmaların çoğu işçi çıkarmak zorunda kaldı. Tasarruf tedbirlerini düşünürken bunları da düşünmek ve projelerin aciliyetine göre hareket etmek gerekiyor. Tasarrufu israftan kesmeliyiz. Halen ihaleler devam ediyor. Tasarruf tedbiri söz konusu ise öncelikle büyük rakamlardan tasarruf etmek gerekiyor. Yapımı zorunlu olan işler için açık ihale usulü kullanılarak yeterlilik sağlayan firmaların tamamının rekabet etmesini sağlamak gerekmektedir. Devam eden işi durdurarak veya ödeneği geri çekerek tasarruf yapılmaz. Tasarruf tedbirleri hem vatandaşı hem firmaları zor durumda bıraktı.

İnşaat firmaları risk grubuna giriyor

Son dönemlerde çok ciddi konkordatolar ilan edildi. Şu an bankalar nezdinde en riskli görünen sektör inşaat sektörüdür. Şimdi inşaat firmaları risk grubuna giriyor. Firmalar ödeme yapamadığı zaman risk teşkil ediyor. İşi ilerlemediği zaman çek kesen firmaların çekleri ödenmediği takdirde firmaların ticareti bitecek. Genel anlamda ticareti biten firmanın piyasada hükmü kalmayacak."

Yarım kalan işler yük

Türkiye'nin çok tecrübeli ve köklü inşaat firmaları olduğunu belirten Çağrıbay, şu açıklamaları yaptı: "Gelinen noktada devam eden işler önem sırasına göre kategorize edilmelidir. Tekrar ihaleler yapmaktan ziyade aciliyet arz eden işleri bitirip yeni işlere yönelmek gerekiyor. Tasarruf tedbirleri nedeniyle zaten birçok ihale iptal edilmeye başlandı. Tüm taahhüt projelerinin taahhüt edildiği tarihten önce bitmesi devlete de millete de firmalara da fayda sağlar. Süreç uzadıkça maliyet artar, firma zarar eder, devlet zarar eder, vatandaş da hizmetten istifade edemez. Yapılan hizmetler faydaya dönüşmekte gecikir. Firma zarar ettikçe devletin zarar etmesi aynı zamanda vatandaşın da zarar etmesi demektir. Sonuçta devletin kasası hepimizin kasasıdır."

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.