Şişli Etfal’in hizmeti iyi, yapılaşma çarpık
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Suat Turgut, Şişli Etfal Hastanesi'nin 111 yıllık bir hastane olduğunu belirterek, 'Hastane içi hizmet gün geçtikçe iyileştirilmesine rağmen hastanemiz çarpık yapılaşmanın ortasında sıkışmış kalmış durumda' dedi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

ŞİŞLİ ETFAL 111 YILLIK BİR HASTANEDİR

Öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?

Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 5 aydır başhekimliğini yapmaktayım. 12 yıl boyunca bu hastanenin birçok idari birimlerinde çalıştım. Bir asrı aşkın 111 yıllık tarihi hastanemizin başhekimi olmaktan manevi huzur duymaktayım. Bu hastane Sultan Abdülhamit’in kuşpalazından (difteri) ölen kızı Hatice Sultan anısına bizzat padişahın kendi tarafından kişisel servetini kullanarak yaptırılmıştır. Mesela başhekim odamızdaki masa 111 yıllık ceviz masadır. Abdülhamit’in kendi marangoz hanesinde yaptırdığı orijinal masadır. Dolayısı ile Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 111 yıldır buradadır ve temelinde acılı bir hikâye olan bu hastane bunca senedir insanımızın acısını dindirip durumunu düzeltmeye devam etmektedir. Bu da bizim en büyük ispatımız ve onurumuzdur.

TARİHİ HASTANE YER DEĞİŞTİRİYOR

Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bugün geldiği noktada eksiklikleri ve yaşadığı sıkıntılar var mı?

Burada bizim fiziki anlamda ciddi sıkıntılarımız var. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin içerisi modernize edilmeye devam etmektedir. Büyük özveriler ve yatırımlarla hastalarımıza verilen hizmet kalitesi yükseltilmiştir. Fakat bir türlü hastanenin çevresine düzen getirilemiyor. Hastane içi hizmet gün geçtikçe iyileştirilmesine rağmen hastane çarpık yapılaşmanın ortasında sıkışmış kalmış durumdadır. Geçmiş yıllarda böyle değildi. Gerek doktorlarımız ve çalışanlarımız, gerekse hastaneye ambulansla dahi gelen hastalarımız büyük sıkıntı çekiyor. Bazen hastane yerleşkesine giren ambulanslar, mekân darlığı ve park eden araçlar yüzünden acil servisin önüne ulaşmakta ciddi güçlükler yaşıyorlar. Bu vahim durum dolayısıyla; yangın, deprem gibi olası bir afet durumunda yardım araçlarının ambulansların hastanemize ulaşmasında ciddi sorunlar yaşanması muhtemeldir. Sağlık Bakanlığı büyük bir proje ile Seyrantepe’ye yeni bir hastane yapacak. Yeni hastane bittiği zaman burasının yine İstanbul halkına çocuk ve kadın hastalıkları hastanesi olarak hizmet etmeye devam etmesini arzuluyoruz. Hastanenin çocuk yan dallarının da içerisinde olduğu büyük bir çocuk hastanesine dönüşmesi; yıllar önce çocuklar adına vakfedilmiş ve ismini de eskiden etfal denilen çocuktan almış bir yapının kuruluş felsefesine uygun hale gelmesi anlamı taşımaktadır. İstanbul’un da böyle bir hastaneye çok ihtiyacı vardır.

SEYRANTEPE’YE YENİ HASTANE İNŞA EDİLECEK

Yeni yapılacak olan hastaneden bahsedebilir misiniz?

Seyrantepe’de yeni hastanemiz inşa ediliyor. Yeni hastanemiz Seyrantepe’deki Türk Telekom Arena Stadı’nın yanında ve TEM otoyolunun hemen kenarındadır. Otobandan direkt giriş imkânı sağlandı. Metro inşaatının altından 3 tane tünel geçiyor. Tünellerden biri hastane kampüsü içine bağlanıyor ve bu durum özellikle ayaktan gelen hastalarımızın ulaşımı açısından oldukça kolaylık sağlayacaktır. Araçla gelen hastalarımız Mahmutbey’den ve Bahçeşehir’den yol açık olduğu takdirde 15-20 dakikada hastanemize ulaşacak. Bunun dışında yeni hastanemize acil durumlarda Edirne-Ankara hattındaki mesafelerden çok rahat ulaşılabilecek. Ayrıca bize üzerinde helikopter pisti yapılacak şekilde tasarlanmış projenin bittiği ve TOKİ’ye devredildiği bildirildi. Bina temeli atıldıktan sonra yeni hastanemiz 2,5-3 yıl içerisinde tamamlanacaktır diye bekliyoruz.

7/24 GRİP POLİKLİNİĞİ KURDUK

Dünyada günden güne yaygınlaşan domuz gribi ile ilgili İstanbul’da pilot hastanenin başhekimi olarak Türk halkına neler tavsiye etmek istersiniz?

Daha önceki senelerde görünen grip enfeksiyonlarından daha hafif seyreden H1N1 virüsüne bağlı grip enfeksiyonu daha hafif seyrediyor. Her sene gribe bağlı binlerce insan ölüyor. Bu seneki gribin farkı etken olan virüsten kaynaklanıyor. Bu virüs daha önce toplumun karşılaşmadığı yeni bir etken olduğu için bulaştığı herkesi hemen hastalandırıyor ve dolayısıyla geçen senelere göre daha fazla insan hasta oluyor. Domuz gribi denen bu virüs enfeksiyonuna bağlı ölüm oranları daha düşüktür. Ancak çok insan hasta olduğu için toplam sayı fazla olabilir. Medyada kopan yaygaradan dolayı oluşan panik sonucu hastanelerin acil servisleri dolup taşıyor ve rahatsızlığı çok hafif olan vatandaşlar bunun sonucu olarak ciddi hastaların tedavi olmalarını engelleyip ölümlerin artmasına neden olabilirler. Biz hastanemizde bu yoğun hasta talebine yetişmek üzere acil servisten ayrı olarak 24 saat durmaksızın gece gündüz hizmet veren grip polikliniği kurduk. Burada ben dahil hastanemizin bütün doktorları sırayla nöbet tutup hastalara bakıyorlar ve onları tedavi ediyorlar. Halkımıza tavsiyemiz grip belirtisi başlayınca hemen hastaneye koşmamalarıdır. Daha önceki senelerde olduğu gibi kendi kendilerini tedavi etsinler. 1 hafta süreyle istirahat edip kendilerine baksınlar. Bol sıvı, C vitamini alsınlar. Kısa sürede iyileşip kendine geleceklerdir. Risk gurubunda olan; astımlı, akciğer hastalığı olanlar, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar durumları kötüleşirse hastanemize gelebilirler.

TÜRKİYE’DEKİ SAĞLIK HİZMETİ AVRUPA’DAN UCUZ

Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin hizmet kalitesinden bahsedebilir misiniz?

Bizim burada bulunma amacımız zaten hastalarımızdır. Biz bütün personelimizle, hemşirelerimizle, doktorlarımızla beraber hastalarımızın memnuniyetini yükseltmeye çalışmak için uğraşıyoruz. Gecenin bir yarısında asgari ücret ile çalışan bir babanın ateşlenen çocuğunu çekinmeden alıp getirdiği bir kamu hastanesiyiz. Eski Türk filmlerinde bir ailenin çocuğu hastalandığı zaman eve gelen doktor hasta çocuğu ateşler içinde görüp reçete yazardı. Vizite ücretini almayan doktor iyi doktor olurdu. Fakat ilaç fiyatları da çok pahalı olurdu ve aile evde kıymetli eşya olarak ne varsa satıp çocuğunun ilacını almaya çalışırdı. Artık bunlar filmlerde kaldı. Önceden hastanelerde insanlar ayakta saatlerce bekleyip sadece yüzüne bakılarak telepati ile 2 dakikada muayene olurdu. Hastaların yazılan reçeteyi almak için ayrıca beklediği dönemler de olurdu. SSK Hastaneleri 2-3-4 sene sonrasına ameliyat randevuları verirken devlet hastaneleri yanı başında boş duruyordu. Böyle bir engel vardı. Kamu kaynakları bu kadar verimsiz kullanılıyordu. Türkiye bu anlamsız ve zor günleri atlattı. Kamu hastanelerinin birleştirilmesi ile sağlıkta devrim oldu. Hastaların hizmet aldığı merkez sayısı birden 4-5 kat yükseldi ve hasta dağılımı değişti. Bu hükümetin yaptığı değişim kamu kaynağının sağlık alanında verimli kullanılabilmesi için mevzuat değişikliğiydi. Devlet kendi elimizle yaptığımız, kendi bacağımıza doladığımız ipleri çözdü ve SSK, Bağ-kur, Emekli sandığını tek çatı altında toplayarak hizmet veren üniteleri de birleştirdi. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı uygulamalarla da ilaca ve hekime ulaşım kolaylığı geldi. İnsanlar reçetesinde yazan ilaçları sokaktaki herhangi bir eczaneden alabiliyor. Tabi bu işlerinde bir bedeli var. 70 milyon insanın sosyal devlet olarak bu çatı altına girmesinin ekonomik bedeli var. Sağlık Bakanlığımız bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyor. Bütün bu harcamalara rağmen Türkiye’deki fert başına düşen sağlık hizmetinin ekonomik bedeli Avrupa’daki sağlık harcamalarından 4-5 kat daha ucuz olduğu biliniyor.