Müteahhitlerden büyük fedakârlık
Tacer Grup Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ümit, son dönemlerde dövize endeksli inşaat malzemelerinin fiyatlarında görülen artışlardan dolayı müteahhitlerin kâr etmekten vazgeçtiklerini ve işlerini bir an önce bitirmeye çalıştıklarını ifade etti.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

2008 yılında kardeşiyle birlikte Tacer Grup'u kurduklarını belirterek sözlerine başlayan Yönetim Kurulu Başkanı Taner Ümit, şunları anlattı: "2009 yılında inşa ettiğimiz ilk projemiz Ankara Sincan Devlet Hastanesi Ek Binası oldu. Ardından birkaç bina onarım işi yaptık. 2012 yılına kadar durağan bir dönemimiz oldu. Özel sektörde edindiğimiz tecrübeleri firmamıza aktararak temeli sağlam bir yapı kurma hedefiyle yola çıktık. İnşaat sektörünün yanına tekstili de ekleyerek 2015 yılında memleketimiz Muş'ta ilk mağazamızı açtık. 2021 yılı sonu itibarıyla mağaza sayımızı 15'e çıkardık. 2022 yıl sonu hedefimiz perakende mağazacılıkta 25 mağazaya ulaşmaktır. 2016 yılında İSKİ'nin ve Pursaklar Belediyesi'nin bazı taahhüt işlerini yaptık. Pandemide mağazalarımız kapanınca tekrar inşaata hız verdik. 2020 yılında ihalesini aldığımız Ankara Pursaklar Belediyesi'nin Kapalı Pazar Alanı inşaatına devam ediyoruz. Pursaklar Belediyesi'nin kendi tahsis ettiği araziye İller Bankası tarafından kapalı pazar inşa ediliyor. Kapalı pazarlar bir alışveriş merkezi gibi inşa ediliyor. Zemin katı halka açık oluyor. Alt katlarda fırınlar ve dükkânlar, üst katlarda ise düğün salonu bulunuyor. Böylece Pursaklar Belediyesi atıl durumda olan bir araziyi ekonomiye kazandırmış oldu. Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin'i bu anlamda başarılı buluyoruz. Bunun haricinde Pursaklar'da ağız ve diş sağlığı merkezi, kreş ve cami de inşa ettik."

TOKİ ŞABANÖZÜ'NE DEĞER KATIYOR

Çankırı Şabanözü'nde hayata geçirdikleri TOKİ projesine değinen Ümit, şöyle konuştu: "2021 yılının başında Çankırı Şabanözü 2. Etap'ta 101 konutluk bir projenin ihalesini kazandık. Projenin seviyesi yüzde 70'lere geldi. Projeyi 2022 yılının Haziran ayında bitirip teslim etmeyi hedefliyoruz. Çankırı Şabanözü'nde ciddi bir konut ihtiyacı var. Biz dahi projede görev alan personelimize o bölgede kiralık daire bulamadığımız için bir müddet personelimiz konteynırlarda yaşadı. Bunun haricinde Şabanözü'nde büyük fabrikalar bulunuyor ve fabrikalar her geçen gün kapasitelerini arttırmak için aksiyon alıyorlar. İlçeye her gün civar ilçelerden 2 bin 500 işçi gidiş-geliş yapıyor. Fabrikalarda çalışacak personellerin civarda yaşayabileceği konutlara da ihtiyacı var. Bu yüzden TOKİ'nin inşa ettiği konutlar bölgenin konut ihtiyacını önemli ölçüde giderecek. Hatta bildiğimiz kadarıyla 3. etap için de yeni konutlar inşa edileceği söyleniyor."

TOKİ'nin sosyal konut açığını gidermek adına önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Ümit, şu görüşleri dile getirdi: "Sosyal konut ihtiyacının tamamen bölgesel olarak ihtiyaca yönelik değerlendirilmesi gerekiyor. Mesela Çankırı Şabanözü'nde büyük bir konut açığı var. Fakat bunun haricinde sosyal faaliyet de gerekiyor. Konut haricinde spor kompleksleri ve ticaret merkezleri gibi sosyal donatılar da inşa edilmelidir. Bunun aynısını memleketimiz Muş için de söyleyebilirim. Muş çok göç veren ve az göç alan bir ildir. Çünkü Muş'ta sosyal aktivite alanları yok. Muş'un bağı bahçesi çok ama düzgün bir mesire alanı maalesef yok. Şu anda görevde olan Muş Valimiz Doç. Dr. İlker Gündüzöz, Muş için güzel çalışmalar yapıyor. Muş son dönemde göç almaya başladı. Bunu her il ve her ilçe için yapmak gerekiyor. Çünkü şehirler daha yaşanılabilir bir hale getirilirse göç sorununa bir nebze olsun çare bulunulabilir. Kırsaldan kente göç azaltılmalıdır. Kırsal bölgelerin cazibesini arttırmak için hazine arazilerinin kullanımları arttırılmalı ve ekonomiye katkı amaçlı bölge halkına gerek tarım, gerek hayvancılık, gerekse enerji üretimi için açılmalı ve teşvik edilmelidir. Kırsal kesimde yaşayan halkın refah seviyesinin arttırılması göç sorununun en etkili çözüm yollarındandır."

KRİTİK SÜREÇ

Fiyat farkı kararnamesiyle ilgili de önemli açıklamalar yapan Ümit, şöyle dedi: "Bunu söylemek istemezdim ama malzemeli taahhüt projelerinde fiyat farkının dövize endeksli olması gerekiyor. Çünkü maalesef inşaat malzemelerinin büyük bir bölümü dövize endeksli durumdadır. Dövize bağlı olmayan kalemlerde bile piyasada oluşan algıdan dolayı üreticiler yüksek kur artışına göre hareket ederek zamlı fiyat tarifeleri belirliyorlar. Şu anda müteahhitler kâr etmekten vazgeçti, daha fazla zarar etmeden, daha doğrusu iflas etmeden işlerini bitirip teslim etmek istiyorlar. Müteahhitlerin bu zamları ve zararları karşılama gibi imkânları olmadığı için iflasın eşiğinde olduklarını söyleyebilirim. Yeni çıkan fiyat farkı kararnamesi eğer müteahhitlerin sıkıntılarına derman olamazsa, üzülerek söylüyorum, müteahhitlerin yüzde 80'i iflas eder. Devletin zararının ise ucu bucağı olmaz. İnşaat sektörü en önemli istihdam alanlarından biridir. Bugün inşaat sektörünün sekteye uğraması ile yüzlerce proje yarım kalabilir ve yarım kalan projelerin tamamlanması için daha fazla ödenek harcanması gerekebilir. Bunun da ötesinde projeler yarım kaldığı zaman işsizlik had safhalara çıkabilir. Domino etkisiyle meydana gelen bu işsizliğin etkisi uzun yıllar olumsuz sonuçlar doğurur. Yeni inşa edilen projelerin imalat fiyatları ve satış fiyatları eskisi gibi olmaz. Bu da dolayısıyla faizi ve enflasyonu arttırır. İnşaat sektöründeki kurulu düzen bozulursa bu diğer sektörleri de doğrudan etkileyebilir."


UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.