Müteahhit enflasyonu devlet eliyle oluşuyor
Ufuk İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi Keskin taşeronlara, saha mühendisi ve şeflere belge verilmesini eleştirdi.
MEHMET SAFA CANAT - HASAN CANAT / İSTANBUL

Öncelikle bize kendinizi ve firmanızı tanıtır mısınız?

Adım Fırat Keskin. 1977 Diyarbakır doğumluyum. Ufuk İnşaat, bizim aile şirketimizdir. Babam Hasan Keskin’in 1974 yılında kurduğu aile şirketimizde ben de 1998 yılından bu yana görev yapıyorum. Geçmişte 1974 yılından 1988 yılına kadar Hasan Keskin İnşaat adı altında şahsi firma olarak işler yapılmış. 1988 yılında Ufuk İnşaat kuruldu. Milli Savunma Bakanlığı, İller Bankası ve Türk Telekom önceki yıllarda işler yaptığımız belli başlı kuruluşlardır. 2008 yılına kadar ağırlıklı olarak Türkiye genelinde İller Bankası’nın ve Türk Telekom’un işlerini yaptık.

TÜRKİYE’NİN EN UZUN SU TÜNELİNİ İNŞA ETTİK

Şu anda inşa ettiğiniz Kralkızı Dicle Cazibe Sulaması II. Kısım ve IV. Kısım Ana Kanal İnşaatları projelerinden bahseder misiniz?

2008 yılında DSİ’nin ihale ettiği büyük projelerden biri olan Diyarbakır’daki Kralkızı-Dicle projelerinin ihalesine girerek Kralkızı-Dicle Cazibe Sulaması II. Kısım Ana Kanal İnşaatı işini İnelsan İnşaat ile ortak girişim olarak kazandık. Kralkızı-Dicle Cazibe Sulaması IV. Kısım Ana Kanal İnşaatı işini de tek yüklenici firma olarak biz aldık. 2008 yılında ihalesini aldığımız işlerimize 2009 yılında başladık. Toprak toplulaştırmasından kaynaklanan bazı durumlardan dolayı işimizde bir yıl duraklama oldu. Şu anda projenin yapımına devam ediyoruz. II. Kısım Ana Kanal İnşaat’ı 26 km, IV. Kısım Ana Kanal İnşaatı ise 68 km uzunluğunda bir projedir. II. Kısım Ana Kanal İnşaat’ında 11 km uzunluğunda Türkiye’nin en büyük sulama CTB borusunu ürettik ve döşemesini yaptık. IV. Kısım Ana Kanal İnşaatı’nda da biri 2 bin 75 metre, diğeri 1200 metre uzunluğunda 2 tane büyük tünelimiz var. Tünellerden birinin beton kaplamasına başlayacağız. Kralkızı-Dicle Cazibe Sulaması II. Kısım Ana Kanal İnşaatı’nda işin bitimi yüzde 80 seviyesine geldi. Her iki projemizi de taahhüdümüz gereği 12 Aralık 2012 tarihinde bitirmeyi hedefliyoruz. Bu projeler Diyarbakır’a tarımsal anlamda büyük faydalar sağlayacak. Türkiye’nin en verimli tarım arazilerine sahip Diyarbakır’da GAP ve DAP yatırımları sayesinde bölge halkı kalkınacak.

İHALELERDE KEYFİ İTİRAZLAR ART NİYETLİ

Kamu ihale sistemi ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Bir kamu ihalesine girebilmek için iş bitirme belgesine sahip olunması gerekiyor. Katıldığı bir ihaleyi kazanan yüklenici firma işi taşeron firmaya devrediyor. Taşeron firma prosedür gereği projenin inşaatında bir şantiye şefi ve bir saha mühendisi görevlendiriyor. İş bittiği zaman da hem saha şefine, hem şantiye şefine, hem taşeron firmaya, hem de yüklenici firmaya iş bitirme belgesi veriliyor. Sonra şantiye şefleri ve saha mühendisleri de o iş bitirme belgesi ile ihalelere girebiliyor. Türkiye’de herhangi bir kamu ihalesinde 4 tane aynı iş bitirme belgesi ile ihaleye girilebildiğine şahit olabilirsiniz. Yani yüklenici firmayı saymazsak Türkiye’de her devlet taahhüt projesinden 3 tane müteahhit doğuyor. Devlet eliyle bizzat müteahhit enflasyonu sağlanmış oluyor. Rekabet açısından düşünüldüğünde bu durum yoruma açık olabilir, işler ucuza da imal edilebilir ama önemli olan burada yapılan bir işin sağlıklı bir şekilde bitirilmesidir. Eskiden ödenek yetersizliğine rağmen işler sağlıklı bir şekilde bitirebiliyordu. Ama şu an ihalelerde yaşanan rekabet had safhaya geldi. Bizim bu rekabet ortamında içimizin rahat ettiği bir konu da ihalelerde yeterli ciro oranının aranmasıdır. Bir yıl içerisinde şirketin yaptığı ciroya göre ihalelere girebilmesi kıstası da var. Bir taraftan iş bitirme belgesi verilirken, diğer taraftan da mali kriterlere dikkat ediliyor. Şu anda ihalelerde ortalama fiyat sistemi uygulanıyor. Her kamu kuruluşunun birim fiyatları üzerinden ihaleler yapılıyor. ‘En yüksek tenzilatı yapana iş veriliyor’ diye bir durum yok. Buna rağmen ihalelerde Kamu İhale Kurumu’na yapılan keyfi itirazlar var. Bu konuda da ben bir araştırma yapılmasını istiyorum. İhalelere keyfi itirazları yapan firmalar araştırılsın. O firmaların çoğu yeni kurulmuş inşaat firmalarıdır. Çünkü Türkiye’de bizim gibi bu işlere yıllarını vermiş müteahhitler sahip oldukları iş ahlakından dolayı ihalelere keyfi itiraz yapmaz. Bu keyfi itirazlar ne yazık ki Kamu İhale Kurumu tarafından ciddiye alınıyor. Daha sonra Kamu İhale Kurumu’nun verdiği karardan dolayı konu mahkemelere intikal ediyor. Böylece işlerin ihale ve yapım süresi uzadıkça uzuyor.

UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.