BOLU DAĞI ARTIK KAZALARLA ANILMIYOR
Bolu Dağı Tüneli projesinden bahseder misiniz?
1987 yılında yapılan bir sözleşme ile 114 km’lik Gümüşova-Gerede Otoyolu projesi Astaldi S.P.A. firmasına verilmiştir. Bolu Dağı Geçişi haricinde kalan 90 km’lik yol kesimi 1992, 1994 ve 1996 yıllarında bitirildikçe kademeli olarak trafiğe açılmış ve 1990 yılında ek bir sözleşme ile Bolu Dağı Geçişi projesi de Astaldi S.P.A. firmasına verilmiştir. Bolu Dağı Tünelleri’nin de içerisinde yer aldığı bu kesim işin en zor kısmını oluşturmuştur. Hidrolik, jeolojik, geoteknik ve sismik problemler ile karşılaştığımız zamanlar oldu. Bolu Dağı Geçişi projesi başlangıcından bugüne kadar iki sel ve iki deprem geçirmiş bir projedir. Projenin yapım aşamasında iken doğal afetlere maruz kalması tabiatıyla hasar oluşmasına sebep olmuştur. Ancak bütün İş All Risk sigortası ile teminat altına alındığı için, depremdeki bütün zararlar sigorta tarafından karşılanmıştır. Bolu Dağı Geçişi projesinde yüksek teknoloji kullanılmıştır. Otoyolun mevcut güzergahına diğer birçok alternatif güzergah incelendikten sonra karar verilmiştir. 1990 yılından bu yana oluşan sel ve depremlerden dolayı projede bazı gecikmeler oldu. 2003 yılından sonra merkezi hükümetin de desteği ile Bolu Dağı Projesi 2007 yılı Ocak ayında hizmete açıldı. 2003 yılına kadar projeye verilen toplam ödeneğin daha fazlası 2003 yılından sonra verilerek proje hızlandırılma sürecine sokuldu. Birçok sefer teknik sorunlar ile karşı karşıya kalınmıştır. Bolu Dağı Tüneli için milyar dolarlar harcansa bile tünel inşa edilirken günde belli bir mesafeden ileri gidilemezdi. Örneğin bizim ilk başladığımız zamanlar tünel kayaydı. Dinamitlerle patlatarak açıyorduk. Günde 6 metre ilerliyorduk. Fakat daha sonraki günlerde günlük ilerlemenin ortalama 30 cm’e düştüğü zamanlar oldu. Bolu Dağı killi bir kesim olduğu için diğer kalan mesafelerde günde ortalama 80 cm ilerlemeye başladık. Bolu Dağı Geçişi projesi kapsamındaki tüm yapılar 1. sınıf kalitededir. 1999 yılındaki Gölcük depreminde tünel sadece sallanma etkisi almış, 1999 yılındaki Düzce depreminde ise tünelin kazı inşaatı devam eden kesiminde göçük oluşmuştur. Diğer bitirilen betonarme yapılarda çatlak dahi oluşmamıştır. Dolayısıyla tünel bitirilmeden depreme yakalanmış oldu. Depremden sonra sigortacı firma tarafından gönderilen uzman şirketler, projeyi tüneller ve viyadükler dâhil adım adım incelemiştir. Projede de yapımda da hiçbir hata bulamayarak tüm zararı tazmin ettiler. Hasar gören tüneller için deprem olana kadar yapılan tüm harcamalar sigorta şirketince tazmin edildi ve hasar gören viyadükün depremden önceki haline getirilmesi işi de yine maliyeti sigorta şirketince karşılanmak üzere Astaldi S.P.A. tarafından yapıldı. Depremden sonra projede deprem katsayısını arttırarak iyileştirme yaptık ve daha şiddetli depremlere dayanaklı hale getirdik. Projede özel sismik izolatörler kullandık. Viyadükleri tamir ederken çok özel teknikler kullandık. 400 metre uzunluğunda ve toplam 14.000 ton ağırlığındaki 10 açıklığı özel krikolar ile tek seferde havaya kaldırarak orijinal eksenine getirdik. Özel izolatörler koyarak viyadükün bundan sonraki olası depremlerde her yöne 70 cm hareket ederek deprem sonrası tekrar aynı konuma gelmesini sağladık.
VİYADÜKLERDE BUZ ALGILAMA VE ÖNLEME SİSTEMİ
Şu anda devam eden çalışmalarınız var mı?
Ana işimiz tamamen bitti. Kalan ufak tefek işleri tamamlıyoruz. Alttaki özel hidrolik yapılardaki eksiklikleri tamamlıyoruz. İstanbul yönüne doğru olan tünel çıkışında % 6 eğim olduğu ve araçlar tünelden hızlı çıktığı için kaza olmaması için gerekli önlemleri alıyoruz. Tünel çıkışından İstanbul yönüne doğru olan kısma çok özel bir kaplama yaptık. Viyadüklerde gizli buzlanma olduğu için viyadüklere buz algılama ve önleme sistemi kurduk. Viyadüklerin üzerinde ve tünel giriş çıkışlarında elektronik sensörler bulunmaktadır. Bu sensörler asfaltın sıcaklığını, üzerindeki sıvının donma noktasını sürekli ölçümler yaparak hesap ediyor. Hava sıcaklığı ve zemin sıcaklığı birbirine 2 derece yaklaştığı zaman otomatik olarak 8 tane yaz veya kış püskürtme programı devreye giriyor ve oto korkuluk kenarındaki püskürtme noktalarından yol üzerine sıvı kimyasal püskürtülüyor. Onlar da tekerlekler ile taşınarak yol yüzeyine yayılıyor ve böylece buzlanma önlenmiş oluyor.
OTOMATİK OLAY ALGILAMA SİSTEMİ
Bolu Dağı Tüneli'ndeki elektronik kontrol merkezinden bahseder misiniz?
Türkiye’nin diğer önemli tünellerinde olduğu gibi Bolu Dağı tünelinde de bir kontrol merkezimiz vardır. Ankara yönünden İstanbul’a doğru giderken tünele girmeden sağ tarafta bulunan yapıdır. Tünel kontrol merkezinin içerisinde tüneli bundan sonra işletecek olan Karayolları Genel Müdürlüğü personeli ve kontrol odası bulunmaktadır. Tünel içerisinde her 2 yönde 32’şer tane olmak üzere toplam 64 tane kamera bulunmaktadır. Bir araç tünele girdiği zaman tüneli terk edene kadar her kameradan araç takibi yapılabiliyor. Herhangi bir araç tünel içerisinde durursa veya bir yaya görülürse otomatik olay algılama sistemi devreye girerek monitörün ekranındaki büyük kısma nerede olay olmuşsa onu kırmızı bir çerçeve ile beraber göstermektedir. Tünelde bir yangın söndürme sistemi de bulunmaktadır. Tünelin her 500 metresinde bir diğer tarafa doğru acil geçişler var. O geçişlerin arasında da yangına dayanaklı kapılar var. Bir tarafta yangın olduğu zaman diğer tarafın yangından etkilenmemesi için bu kapılar devreye girerek iki tüpün irtibatını keser. Ayrıca otomatik plaka okuma ve hız tespit sistemi de kurulmuş olup, yakında kayıtlı verilerin emniyet birimlerine verilmesiyle hatalı sürücülerin caydırılması sağlanacaktır. Şu an tünelin hız sınırı 70 km’dir. 140 veya 150 km hız ile tünelden çıkış yapan araçlar görüyoruz. Bu kadar yüksek süratle seyretmek özellikle eğim olan İstanbul yönünde kazalara sebep olmaktadır. Biz bütün olası kazaların önlemini almak için elimizden gelen her türlü teknik imkanı uygulamış bulunuyoruz. Ancak burada unutulmaması gereken en önemli şey, emniyeti sağlamanın en büyük faktörünün sürücünün kendisi olduğu gerçeğidir. Tünelin içerisinde ayrıca duman ve karbondioksit detektörleri var. Bu detektörler havanın kirlendiğini algıladığı anda jet fanlar otomatik olarak devreye girmektedir. Tünelin içerisindeki bütün elektronik sistemler bir otomasyon programı ile operatörün kontrolünde bulunmaktadır. Bir modern tünelde olması gereken ne varsa Bolu Tüneli hepsine sahiptir.
ANKARA-İSTANBUL ARASI 3,5 SAAT
Bolu Dağı Tüneli’nin Türk halkına sağladığı faydadan bahseder misiniz?
Bolu Dağı Tüneli inşa edilmeden önce Kaynaşlı’daki devlet yolunda, benim Bolu’ya geldiğim 1991 yılından beri kış aylarında yollar kapandığı için insanlar 24 saat trafikte beklerdi. Şimdi o zaman kaybı giderildi. O zamanlar ayrıca bu yüksek eğimli yol üzerinde kazalar olurdu. Yüksek eğimli yol olduğu için aynı zamanda fazla yakıt tüketimi de olurdu. Biz bu maliyetlerden yola çıkarak Karayolları Genel Müdürlüğü ile bir fizibilite çalışması yaptık. Trafiğin Bolu Dağı Tüneli’ne geçmesiyle her yıl 40 milyon dolar milli servetten kar edildiğini tespit ettik. Bu projeye 1,5 milyar dolar para harcandı ama zaman kaybı ve kazalar önlendi. Burada en önemli şey ise insana hizmet etmektir. Ayrıca Ankara-İstanbul arası 440 km olduğu için bu mesafe yasal hızla 3,5 saatte gidilebilir hale geldi.
UYARI: YUKARIDAKİ RÖPORTAJ SADECE MEDYA ÇALIŞMASIDIR. ERCİYES GRUP OLARAK BU ŞİRKETLE HİÇBİR TİCARİ BAĞIMIZ YOKTUR.